4 Aralık 2011 Pazar

domuşuk pazar, defol

lakayıtlaşan bir pazar günü sendromu geçirmeyeceğim
evet.
..
buharlaşan sesleri kaçırıcam, kime ne?
tut şu ipi, sıkı tut.
..

kış mı bu mevsim?
öff daha neler
.
şu an yamuk kafasıyla mesaj yazan oda arkadaşım ayşegül güzel bir hatun.
.
odaya ev böreği geldi, anne eli.
.
çorap yok ayağımda, dondum.
.

not; vize haftası

not; saçlarım hala kabarık :)

11 Kasım 2011 Cuma

ani bir patlama, mide bulantısı da cabası

evdeyim :)
babamla geçirdim bayramı ve iki gündür annemleyim.
tatil bana tatil değil, yol oldu, yollar oldu ah ah (efkarlıyım başım dumaaaaaan)
hayatımda ilk defa ayrı oluşlarına kızdım, evet sinirlendim.
yolculukları sevmeme rağmen üç şehir de ayrı ayrı olmak dengemi bozdu ki istediğim için değil, zorunlu gittim (bayram)
..
biraz önce fazlaca önemsediğim ve gerçekten sevdiğim biriyle yaptığım gittikçe aptallaşan konuşmaya daha fazla dayanamadım ve kaçtım.
hiç yapmam ama baktım ki olay çok laçka oldu ve ben aptallaştım, işte o an durdum.
algılaşamadık diyelim, sevimli olsun.
..
bazen insanlar huysuzluklarını geçerli kılmak için kendilerine de ceza verirler farkında olmadan.
ne acı :)
üzüldüm.
mide bulantım da sebep arıyor, sıkıntıya hiç gelemez, nazlı hanım :)
..
neyse
uzun zaman oldu yazmayalı :)
evde olmak ve böyle rahat rahat yazı yazmanın tadını özlemişim.
kimseyi okumuyorum ya, unuttular tabi.
ama geri dönüyorum yavaş yavaş..

not; sallansın durmasın dünya, küçükmüş gibi de yapmasın, gördük!

sus bakalım küçük çocuk!

-felsefeye ve bilime abandım tüm gün
~hiç anlamam, bu sefer anlamıcam
-bana anlamsız harfler gönderme
~karşında saçı başı dağılmış ve yılgın bir canavar var
-bende aklı başı dağılmış biriyim
..
-artık daha gıcık biriyim
~var içinde gıcık bir adam, onu biliyoruz
-genel görünümde içselliğimde derinlik kazandığını söyleyebiliriz
~gıçıksın diye kaçmam, döverim
-ihtiyacım var
~haber vermelisin sadece, döveriz
..
~salak
-bu gecelik tamam
~duvar dövmesi itinayla yapılır
~bu bir olaydır
~bu bir can havli atılımıdır
~bu bir boykottur..
not;
çözülemeyen dertleri, kamu da çözemez ama belki 'huysuz ruh' tüm bu çığlıklara kulak tıkamayı bırakıp, harekete geçer.
geçmeli.
geçicek.
geç.
al sana;
jfhgkjdhgkldjşgkjdşlgksrşo

-kanboraylı ırkların kendi sanatsal laklak terimleriyle bezeli kısa bir diyalog-

24 Ekim 2011 Pazartesi

kocaman kollarını açmış kış, koşalım sevgilim!

okulun içinde, bir köşedeyim.yine en sevdiğim şeyi yapıp insanları inceliyorum.
çok gevezeyiz çok :)
.
eğlenceli görünüyor herkes.
hep birlikte bıdı bıdı derdindeler.
kışa somurtmamış yüzleri..
aslında hepsiyle konuşasım var ama içsel güdüler engelliyor içimi.
ve böyle bir durumda bu hali, hissi güvenilir sanıp, duruyorsun.
işte koca yanlış bu :)
ama bunun yanlış olduğunu bilmekte pek fayda etmiyor, duruyorsun, duruluyorsun :)
.
hacettepe güzel okul, kampüs pek hoş.
şanslıyım.
farkındayım.
derdim bu değil, derdim algılı insan bulmak.
bulucam :)
.
pek okuyamıyorum artık blok, bilgisayarım evde kaldı.
ama bayram dönüşü getiricem, bol bol yazarım :)
çok çok öperim.

not;
hasan geldi, bilgisayarını istiyor :)
tamam hasan bitti lak laklarım :)
jfhgıjdfhgkldghjkld

22 Eylül 2011 Perşembe

kabuklarıyla dökülsün kış

eylül ve yağmur :)
eylül ve ben.
ben ve eylül.
dünyaya eylül'de gelişimin hediyesi bu yağmurlar.
yağmur sonrası toprak kokusu kadar yeni eylül.
içimin serin sonbaharı kadar taze kokulu.
yolculuklar kadar uzun ve yorucu.
çok seslilik kadar karmaşık değil.
uzak bir ülke kadar kışkırtıcı belki.
gökyüzü kadar mavi ve beyaz.
..
içim susmuyor bugün.
şu yağmur kadar ani çıkışlarım bile var ve dingin sesliğimi uzatışımda.
çözmek mi gerek bu bulanık düğümü?
sanmıyorum.
ben kendimi izlerken dünyayı seyretmek beni büyülüyor.
bu yüzden çözülmesi gereken ben değilim,
beynimi ele geçiren kelimelerle oynaşık hislerimi kelepçeleyin.
..
elimi kaşıma götürdüm.
uzamışlar.
.
kendime yağmurlu güne hediye olsun diye renkli bir küpe aldım.
çiçekli ve rengarenk.

pencereden dışarı bakıyorum.
yağmur hala çiseliyor.
toprak çok özlemiş yağmuru, içim gibi.
..
not;
merhaba sevgili eylül,
çok benziyoruz.
aramızda kıvırcık kabarıklığı kadar karmaşık bir bağ var.
yağmuru taşıyıp, yüzüme çarptığın için teşekkkürler..
öperim.

19 Eylül 2011 Pazartesi

bavulumu çarptım kapıya, çorba içemedik!

..
.akşama içelim çorbayı, geç oldu sevgilim

-içine maydonoz koymuşsun, bugün içelim.
.gündüz içilmez çorba
-akşama da ben içmem
.gündüz sıcak içittirmez hem.
-gece de sıcak
.öyle böyle değil, gevezesin paşam
-beni benle mi vurcan kendine bak sersem!
. kalçamı öperken ne kadar da manidarsın, dur bakalım!
- sen bacağımın diz kapağıyla oynaştığın anı hatırla.
. lan bir s. git
- lan asıl sen s.git
. ne hoş hep bir şekilde gidiyoruz
-evet, bu iyi
.maydonozlu çorbamı ver
-akşamlık o
.sıçtırma akşamına
-sıç
.sonra sıçıklı çorba içersin
-lanetli ol
.sana da o lanetliden lanet bulaşsın
-ya bir dön kıçını git bee
.sen de 
-dursana bi
.ne?
-bir öpücük ver öyle git
.öpücük
-tamam defol.
..

..çorba devrilir

SON

not; 'amaçsız hikayeleşememiş insancıklardan'

gözüme yumruk çiçek renkli olsun ve lütfen sağdan!

bulanık beyne, zarar verir güneş ve böylece korkar sarı maviden.yahu zaten kaçmamış mıydı rüzgar içimizden. bari artık parçalara bürünelim.
hem ısıtır dünyayı, sallanırız da.
..
öpüşmek kocaman bir kan dolaşımıdır.
dokunmak iç soluğumuza yaklaşmak kadar derin bir çukur.
..
evet, bu gece sevişmeyelim sevgilim.
bu gece adını bilmediğin o ruh halini sarıp sarmalamak istiyorum.
ama ne yazık ki anlamışlığım tutmaz ellini, hafifletmez içini.
dururum.
bütün sesleri bir de senin için dinlerim.
ama duyamam.
çünkü sesleri sana çalan bir başka biçim var.
tıpkı seni sen yapan ve beni ben yapan biçimler gibi.
..
bırak net net sözcükleri.
dünya hep kendince zaten dönücek.
ama arada ayağına çelme atmak senin işin..
..
öpüyorum sevgilim.
bu gece anlam aramadan, heyecanla yazı yazıyorum sana.
ruhuna hediye..

not; ilk el dokunuşu heyecanıyla kalbimi şaşı yapan adam.
uyu geceler..

12 Eylül 2011 Pazartesi

renkli uçurtmalar istiyorum, bulutlara tepeden bakmak!

kocaman güp güp kalbim.
heyecanım taaa tepelerde.
uçsam, uçucam :)
.
içime dolan hissi tarif etmek cümlesiz durmak gerektiriyor ama bu bana göre değil.
hiç değil.
..
şimdi koca bahçede dört tur atmak gerek, 

nefesim kesilene kadar koşmak, 
yüzüm yanana kadar ağlamak,
ağlayabildiğim için kahkaha atmak,
bağıra çağıra şarkılar söylemek,
bahçeye yuvalamış irili ufaklı kaplumbağaları bu gece rahat bırakmak gerek :)
.
binlerce teşekkür.
içimdeki inanç için bile.
.
kocaman açılsın içiniz, güzellikleri hep toplayalım, bazen düşer renklerimiz ama korkmadan tekrar atalım elimizi suya :)
..
öperim.

10 Eylül 2011 Cumartesi

heyecanım koşup tepelere çıktı!

hey.
hey.
ve hey.
bu hey'ler uzun süre çıkmayan sesimin iç seslenişleri :))
geldim anakara'dan, yurtta tamam.
kampüs harika.
orda kaybolmak istiyorum,,evet!
o üniversiteyi yiyicem :)

evet, şimdi hazırlanıp çıkmam gerek.
alsancak, konak gezicez anacuğumla :)


tam ruh hallerimi yazarım.
çok çok öpüyorum :)

26 Ağustos 2011 Cuma

toplu özür dilekçesi kabul görür mü?

selam çok sevgili blog alemi.
her şey o kadar çok çabuk gelişti ki ben bile anlamadım. hala şaşkınım.
evet sırayla başlayayım :))

yaz tatiline üniversite sınavından sonra ilk olarak babama giderek başladım.
çapa yaptım, zeytin suladım. ah ah yorgunluğumun üstüne eklendi yorgunluk..
sonra eve gelip tekrar valizimi toplayıp farklı bir kültüre gittim.
erzurum :)
tamamen tesadüf, ani gelişti.
bir aile dostumuz o kadar çok ısrar etti ki, hemen uçak biletim ayarlandı. Tak ordayım.
onbeşgün kalıp, döndüm.
dönerken artık dört sene boyunca nerede, ne okuyacağım belliydi.
off görmeliydiniz sınav sonucunu öğrendiğimde halimi :)

ağlaya ağlaya bir hal olmuştum :)) hgjhdfjghdfklgj
.
sonra erzurum'dan geldim. bir haftadır üniversite kayıtlarıydı, oydu buydu uğraşıyorum  :)
yarın babama gitcem.hem bayram hem okula gitmeden son defa görüşcez :))
.
evet millet, şimdi geldi nereyi kazandığıma.
inanın ki sadece çalıştım ve inandım.
hep söylerim inanın, hayal edin.
oluyor, gerçektennn :)

ayy çok bağırasım var :)

ankara
hacettepe üniversitesi
türkhalkbilimi
türkolog olcam :)

evet :)
ama şimdi artık çıkmalıyım evden.
bir de şunu dinleyin, ben çok seviyom :)



20 Temmuz 2011 Çarşamba

merhaba uçan tüm nesneler!

yaptığım taze fasulyeden bir tabak yemeliydiniz, sizin için çokça üzgünüm.

bir de, bu var tabi.
halime bakıp bakıp sırıtıklaşan nesneleri uçuruyor şarkı.
siz de görün, güneşin rengindeki sarıyı.
..
bak.
sen, çok anlayansın.
en çok, sen bak.
dokun, müzikleri salarız denizlere..

28 Haziran 2011 Salı

çamaşır makinasının sıkmaya başlarken ki sesini dinliyorum! öf.

öf.
bayağa öf.
ne biçimsiz kızsın.
zeytin çekirdeklerinin kişisel gelişimi seni bağlamaz.
öf.
kocaman bir domates ısır, kırmızısı içine renk katsın.
çekirdeklerini sayıp, koleksiyona fıydır.
yapmadığın şey değil, inkara lüzum yok.
.
ama bu sefer binyirmisekiz kere öf.
tombul göbeğine yumruk at bebeğim.
sakince otur yerine sonra.
biraz da sus.
hep lakırdı olmaz ya.
.
hayır.
çeneni kapa demedim.
yanlış yanlış uzatan sensin böceğim.
.
öf.
seni tanımlara ekleştiremiyorum.
yani tanımlar, ek'siz kalır gibi.
anlamadın.
peki
bu farklı bir durum değil.
geçiyoruz.
.
ha bir de bazen uzayı düşün.
karadeliklerde kaybolup, geri gelesin gelmesin.
üzülme, içim çok iyilikli.
.
öf.
bir git.
.
.
.
not; sallama çay kafa yapar.

17 Haziran 2011 Cuma

duru bir tazelik içime dolan, duru!

''gecemin rengiydin, şimdiyse uykum sana geliyor.
uyumaya doyamayacağım bu gece.
sadece hayallerle var ettiğimiz, erişilmez cennetin kadını.
seviyorum seni.
tersinden söylüyorum, düz halini çok yıprattılar.
bu yüzden seviyorum seni.''

-bir gülümseten gece daha, teşekkür ederim çokça :)

notlar uzamasın;
-birileri hep böyle sever, hep bilir,  hep fark eder an'ları, sesleri, halleri.
-hep güzellik gelsin içimize, hep sevelim renkleri, insanları, sesleri..
-...hep..
-pembe kısa şorta uysun diye pembemsi bir askılı tişört, benzer renkte bir patik çorap ve duş sonrası salık kurumaya bırakılmış, uzun kıvırcık saçlı hatunu izliyorum da, içi pek şaşalı bu gece.
aman, aman ne ala (şapkalı a)

16 Haziran 2011 Perşembe

ay tutulurken, zaman üşür ses çıkarmadan. ben de giderim rüzgarın da

''.. ellerim önce omuzlarında   ..
önce boynunu öpüyorum, yanağını ve dudaklarını.
bak ay çıkmış bizi izliyor,
ay fazı'ndayız sevgilim.
gecemi sana emanet ediyorum, sakın kaybetme'' dedi adam tutulan gecede.

ve bir armağan daha..



teşekkür ederim geceye,
sana,
ve ay'a.

14 Haziran 2011 Salı

sabahları bahçede altı-yedi tane kaplumbağa buluyorum!

'vurdumduymaz bir katile dönmeden gitmeliyim'
dedi içimdeki şaşkın sesler.
severim cümlelerin kafamdaki dengesizliğini.

hop!
uzamasın sanatlı söyleyişlerim.
sonra uzun yoldan dönemem :)

13 Haziran 2011 Pazartesi

belki yine, yeniden papatya ekerim!

annemin ayak baş parmağı sanki burgulu bir makarnaya benziyor.
.
duşta suyun derimin altından geçtiğini hissederek insan dışı varlıklara özeniyorum.
.
annem tam bir kadın.
.
babam kimi zaman algısız.
.
yaz kokusu köye en erken gelir, duyulmaz; ben dinlerim.
.
ağlar sararan otlar ve küser sarmaşık güneşe.
.
elimi toprakta gezdirirken çamuru tadasım geliyor, küçüklüğüm :)
.
bu gece bayık gözlü bir canavarım, dişli ve sarhoş.
.
belki yarın uçar gider tüm meyve salatalarında ki renkler.
.
hep yenilenir, her zaman, hep.
..

gerik!

Yazı yazmanın nedenli anlamlı olduğu zamanlardan biri.Üzgün ya da mutlu anlardan farklı bir hal.
Kızgın, sinirli, saç diplerim diken diken, sinirleri hoplamış durum budur işte.
Gerildim.
Gergin ipler gibiyim.
Merhaba bugün adım gerik!
Saçma.
Yani algısızlık.
Genel algısızlıktan bahsediyorum, genel ve bu ara herkesin beynini ele geçiren o sayın algısızlıktan.
Ya ben kendimi yeterince anlatamıyorum ya da insanlarla aramdaki algılılık derecesi bu ara farklı çalışıyor.
Pes!
Evet pes!
Vallahi pes!
(buradan bir 'pes' yahnisi çıkar, evet)
Yazarak kafamın içinde kemirgence dolaşan gerikliği atıyorum.
İyi ki düşüncelerimle bir kaç sözcük fırtlatıyorum dışıma.Yoksa öylece kalırdı tüm kaburgalarım.
Yani nasıl mı?
Gerik!
Uyduruk cümlelerle halimi anlatırken, kelimeleri çarpıtıp, kafa dengi olmayan, saçma hallere bürünesim var.
Yani bildiğin iç gerikliğim tavan yapıp, yokuş aşağıya sarkıyor.
Belki sevgili gerik çokça hoşnut durumdan.
Ancak ve ancak ( ki bu bir mantık eklemi olur) sosyal bünyem şu an yıkık ve dökük kuruntularla taşıp, kendini dağlara sürdü.
Susuz çöllerde gebermeden dönerim.
çokçok öperim.
sevgiyle..


not; bir şeyler yazmamak, hiç yazmadığım anlamına gelmez.
içim iyi.
ruhum iyi.
tedirgin olanlar an'lıktır, bu da o an'lardan.
ilgililik istemem, geçiniz.
'gülümsekkaparımgözlerimi'

21 Mayıs 2011 Cumartesi

saçma-lamacalık bazen gökkuşağına benzer

karnımdaki gurultulu seslere kulak tıkıyorum.
iki gündür yatakdöşek.
bugün acile gidip popoma iğneyi yiyince geldi kendime hanım.
bağırsak intihabı gibi bir şeyler, yaa üşütmüşüm işte :)
..
şarkı çok benden.
ses anlamsız bir yakınlıkta.
dolandı gitti düşünceler
bir de bu ara karmaşık cızırtılar var, ama bu çok güzel
yani saçmalamaca işte, adı yok :)
öperim sizi.
                                              buyursun sesler

8 Mayıs 2011 Pazar

annem

hayatı anlamlandırışım,
zorluklar karşısında huzurunu hissettiğim,
yolumu aydınlatan,
her anımda yanımda olan,
benim canım.
hayatımın içindeki o 'ben' karakterini sağlamlaştırdığın için binlerce teşekkür..
çok seviyorum.
çok.

not; tüm annelere sevgiler

3 Mayıs 2011 Salı

bağlayalım birlikte ufkun taze yapraklarını..

demiş kadın.
..
uçan halısıyla uzaklaşmış sonra.
sonrası ufuk..


dün büyük balkonda üstüne çaydanlık devirdiğim salon halısını yıkadım.
tek başıma.
çok eğlenceliydi.
düşünceler müziklerle uçurdu beni.
mis kokularla yeni yıkanmış uçan halı'ma sevgilerle :)

29 Nisan 2011 Cuma

kadın sallanır salıncakta,dünya durur mu?

halsizim.
öyle ki bugün derse gitmeyecek kadar erişkin bir hal.
gidesimin olmaması da eklenince en süslüsünden halsizlik oldu adı.
.
yatağa gömülü uyku iyi gelmedi.
.
güneş yağmurdan sıyrılıp, renk verince; bahçede yeşeren otlara şarkılar söyledim.
şanslıyım evim insanlardan uzak.
.
üç tane inek bahçe tellerine yaklaşıp, kulak kabarttılar sesime.
sonra aralarındaki boynuz güreşi sebebine yol açtığım hissine kapılmadım değil.
.
bahçedeki boş salıncakta oturup, kendimi dinledim yaklaşık 12 dakika kadar.
hesapladım  mı?
hayır, uydurdum dakikayı.
.
yabani papatyalardan taç yapasım gelse de buna kalkışmayıp, salıncağı hızla salladım.
.
elimi belime koyup, yaşlı amcalar gibi bahçe de turlarken kendimce yorumlar yaparak dolandım.
.
annem evin kapısını çaldığında, çalışma masama oturmuş, saatlerce önce açıklanan sınav sonucunun aptal hissini atmaya çalışmış, annemin yüzünde belirecek olan üzgünlüğe hazırlıklıydım.
.
garip bir aptallıkla şaşkınım.
bu daha da salak bir hal ki, konuşasım hiç yok aslında.
bir şeyler yazmış olmam bunu göstermese de konuşasım gerçekten yok.
.
blog aleminden uzak kaldım çokca.
şu dönemlerim geçince teşrif etmek niyetindeyim.
cevaplanamayan yorumlar için özür özür özür.
geç de olsa yanıtlayacağım.
çok yakın.
.
hepinize güzel hislerle dolu bir gece diliyorum.
öperim..

17 Nisan 2011 Pazar

6 Nisan 2011 Çarşamba

zımba

sanırım geyikler konuşuyor, rüzgarlı bir gecede uçarken balonlar..



2 Nisan 2011 Cumartesi

canım irmik helvası çekti!

ilk sınav geçti, sonuçlar belli değil ama güzel olmasını diliyorum.
.
küçük komşu çocuğunun ev ödevi için resimler yapıyorum;dağlar, köyler, kuzular..
çok eğlenceli, ilkokul zamanlarım gibi.
.
annem uyudu.
.
uyuyacağını anlayınca leptobu bana verdi, al kapat diye.
gün boyu evdeydim ama hiç açasım yoktu, açık olmasa yine girip bir şeyler yazasım da yoktu ya neyse..
.
bloğa giremiyorum, girince de yazı yazıp çıkıyorum.
kimseyi okuyamıyorum şuan, özür.
ama yakın zamanda okuyup, yorum bırakırım.
.
kafam karışık ama net karışık değil, bu daha da fahim bir sorun.
.
yeni insanların arasına karışmak istiyorum, uzun sohbetler, farklı yüzler istiyorum.
.
rüyalarım huzurlansın.
.
bağırtı istemiyorum.
.
boğazımdan geçen bir sıcak çay tadında ruhum.
.
şarkı da bir şeyler var!
.

23 Mart 2011 Çarşamba

aç güzelim saçını; savursun rüzgar,güneş parıldatsın,yağmur ıslatsın

düşüncelerimle oynuyorum ve her oyun rengarenk başkalıklarla karşılıyor beni.
sabah erken kalkmanın dinçliğiyle enerjili bir hal içindeyim.
güzel şeyler bekliyor beni, bizi.
güne merhabaaağğğ
aydınlat içimizi
her şey yoluna giricek
her şey çok güzel olucak.
inanarak söylüyorum.
gerçek.
evren bize gülümser, hep :)
.
çokça haz ettiğim birinden hediye;

20 Mart 2011 Pazar

yeşil çilek

insanlar arasında çokça dolandım bugün.
sanki tüm sesleri algıladı beynim.
pazar yerlerini severim, insanlar hep bir alışveriş halindeler.
pazarda sıcak simit yemenin keyfi ise hiçbir yerde yok.

not;
gün sonunda sahile bakan koca bir evin penceresinden, batan güneşi izlerken, uyuya kalmışım.
bazen insanları anlarız, algılarız.
manzara güzelliği her zaman mutlu etmez içimizi.
koca ev, çok kocaman gelir.

16 Mart 2011 Çarşamba

evimin arka bahçesi renklenmiş, buyur sen de renklen!

gün doğarken güneş ağaçların arkasından sarkıyor her gün.

bazen güne uyanıyorum ve sırf bu ışık için arka bahçede bir tur atıyorum.


not; belki başka bir gece de çamurlu yolun resimlerini gösteririm, sırf sizin de ayaklarınız çamura bulansın diye..

iç ses notu;
gözü açık rüzgarla uykuya yelken açmaya gidiyorum.
sınava az kaldı.
heyecan.
dengesiz halim katlanılır cinsten değil.
yazmamak da biraz ondan.
af..

13 Mart 2011 Pazar

sayın Don Kişot gülümsüyorum, terliklerimi de çok sevdim, tamam hadi koşalım

-limonun rengi hangi renk?
.sarı
-ben de herhangi bir renk sanmıştım.
.anladım
-koşalım mı?
.karşıdaki yağmurlu dağa mı?
-hayır, bu sefer evin çatısında dolanalım, yağmur gelsin.
.iyi misin?
-rüyasız bir renk var içimde, dönüyorum.
.elimi tut, kabukların kaybolsun.
-evin anahtarını içeride unutalım, döndüğümüzde dışarıda kalırız.
.bıraktım.
-dudaklarımız kurusun.
.susayınca öpüşürüz o zaman.
-hı hı
.çiçekli elbisemi giydim.
-en sevdiğim.
.saçlarım kabardı.
-kokladım.
.hadi güneşi selamlayalım.
-selam koca kafalı
..


not;
yine o kapılardan geç,
o renkli poşeti elimden alırken titre yine.
hey Don Kişot kaldırımımdan çekilme, 
dünya yeniden doğuyor 
ve sen çok renklisin yine.

10 Mart 2011 Perşembe

şaşkın bahçe renkleri dolanır parmaklarımda

                                                      papatyalar
                                                     çok ben gibi.
                        bu yüzden kocaman, dişlek bir gülümsemedir ruhuma.


not;
karlar düşer ve kış soluksuz bir renk katar üşüyen parmaklarıma.
üşürüm, zırlamam.
bazen üşümek içimizde bir şenliktir.                                                  

7 Mart 2011 Pazartesi

soluk güneş kafanı çıkar karanlıktan, uykuyu ertele!

dönen dünyanın renkli insanlarını izliyorum, 
rengarenk çantaları, sesleri.
hani insanın kaçası gelir ya, ama sırf renklere kalırsın.
renklerin yoğunluğu mide bulandırsa da gülümsek halli bakarsın.
sonra yokuş aşağıya sallanırsın renklerin sarhoşluğundan.
dönenen dünyanın bir ucundan, renklere kapı açtım.
içime küçük hediye..

notnotnotnotnotnot;
anlamıyorum
bir giriyorum blog açık, bir giriyorum erişilemiyor.
kafam karıştı.
erişildikçe yazarım bende.

26 Şubat 2011 Cumartesi

hı hı, evet

eğlenceli cumartesileri severim.
köy ekmeğini soba üzerinde ısıtıp, üstüne tereyağı sürülür.
yanında peynir ve çay düğün yaparlar.
ev yapımı kırma zeytin geç kalmadan katılır eğlenceye.
hop!
şarkıyla şenlensin gün.


25 Şubat 2011 Cuma

benim renkli bir asam var,hem süper güçlü

uykuda evlerin çatılarında gezinen, süper güçleri olan kendimle, süper güçleri olan adamı izliyorum kaç gündür.
..
kızın istediği yüksekliğe ulaşmak için kullandığı yavruağzı renginde bir asası var elinde (merdiven oluyor hep)
..
adam çok güçlü, gücü güç :))

notanlamlıbirşey;
içimin sözcükleri rahatladı, 
car car konuşan sesler duruldu,
teşekkür ederim algılı beyin.
varlığına minnet.

23 Şubat 2011 Çarşamba

belki yollardaki çiçeklerden alırız bohçamıza

hastahaneden geldim.
durgunum ama iyiyim.
hayır, ölmeyeceğim :)
biraz uyumalıyım, akşam5'te deneme sınavım var.

bayıkgözbakışıma güldüm.

20 Şubat 2011 Pazar

yutkundum.

serin soğuk havada çıplak ayakla giydiğim açık pabuçlardan giren rüzgarla, çamurlu yolun ortasından yürüdüm.
hayat çamurlu yolun ortasında daha net bakıyor sana.
.
yutkunurken boğazımdan aşağıya inen tükürüklerimdeki baloncukların düşünceleri olduğunu düşündüm.
aşağıya akarken sessiz ve hüzünlü hallerini izledim.
evet tükürük,
iğrenç mi?
pek düşünmedim.
.
dün akşamüstü beyaz badanalı köy evinin duvarlarında, sonbahar yapraksızlığı halindeki koca incir ağacının çıplak dallarını seyrettim.
çiseleyen yağmurun ıslaklık kattığı zemindeki suları ayağımla ezdim.
.
yağmurun içinde kendi etrafımda dönerken akşamüstü konuşmalarını duydum soba bacalarındaki duman kokusuyla.
nefesimi üfledim havaya, buharlar döndüler gökyüzüne..
.
şu an karnımda bir heyecan yuvarlağı.
bir sağa, bir sola.


not;
ve sen dünya tüm çizgisel hızını hissediyorum

16 Şubat 2011 Çarşamba

tenin konuştuğu o yere gel.ispanyolca sır dolu kelimeler.gecenin günün ışıklarını söndürdüğü yere (şarkı sözü çaldım)

şarkılarla güzelleşen mutfak hali içindeyim.
.
hoş kokularla bezeli bir sırıtık  mantar sote var karşımda ve uzun zamandır yapmadığım birşey yapıp, muftak halime sesli eğlence katması için radyoyu açtım ve harika şarkılarla dans ederek dolanıyorum.
.
lirik hareketlerle şov yapıyorum kendime.
eğlenceli güne güzellik katıyorum biraz daha baharatlandırarak,
ımm harika :)
.
şimdi size iki renkli baharat veriyorum anınıza eğlence katsın diye,
beautiful-tango ve -stand-up
ve şimdi çok yavaş, ağır hareketlerle;
ilerle ve dön,
ve kollarını savur ve saçlarını salla
ve dön ve kaç
ve yavaşça bırak kendini,
sürüklen.

hadi ama şenlen biraz :)
güzel akşamalar dilerler

14 Şubat 2011 Pazartesi

yüzüm kızarık, ama anlamsız, ya da tım tım içimde dolanan hislerden, hiç bilemiyorum.

halime bir tokat patlatıp, bir sepet ütü yaptım evde.
.
duş alıp, mis kokular eşliğinde köy servisine yetiştim.
evden akşamüstü havasında çıkmak yılbaşı renkliliği gibiydi.
.
saçlarım yolda kurudu, kabardı en güzelinden.
.
önce kargodan gelen paketi aldım.
.
sonra ananemlere gelmek için şehiriçi servisine binmeyip, yürümek istedim.
.
insan düşünürken bir an hangi düşünceyle, düşünmekte olduğu şeye geldiğini anlamıyor.
uzun hepsi, bağlantılı.
.
sonra aile yemeğinde çok yedim.
.
dayımla taklitler yapıp eğlendik.
.
teyzemle kıyafetler deneyip, fotoğraflar çekildik saçma sapan.
.
ev ahalisi televizyon başında muhabbete durmuşken eğlenceli halimi yazmaya geldim.(eğlenceligariphal)
.
yine birileri birilerine gereksiz pahalılıkta hediyeler almış(sadece gün anlamı için, saçma) günü abartılı yaşayan kişiler hoşuma gitmedi.
.
bi de gün güneşliyken, yirmi dakika önce ondakika süren bir yağmur bulutu geçti üstümüzden, belki de sakinleşsin diyedir insanlar.
.
tatlı bir not; köy servisinden inerken annesiyle çarşıya giden küçük çilli kız gülümseyerek hoşçakal dedi, şaşkınlıkla sende öyle kal dedim ve el sallayarak indim.

uçmuş sonra belki kaçmış, belki koşmuştur da.ama ufuk çizgisi hep turuncudur.hadi canım dedi koca adam, gülümsedim ve hayale bir çizik attım. belki başka bir sefere bayım, papatyalar koşarlarken hani.

kargo için çarşıya inmeliyim, gidesim yok.
.
akşama anneanemde yemek var, orası eğlenceli olur, az biraz gidesim var.
.
yarın dershane, birşey diyesim gelmedi.
.
karşıdaki aynada kendime bakıyorum, halim neden dağınık.
.
müziklerim çok güzel, kafamı uyuşuklaştıran bir tatla dinliyorum.
.
kaçasım var.
.
bahçenin içinde birkaç tur mu atsam ne?
ya da şu dağ yolundan ormana çıkıp, bahar kokulu lalelere mi bakınsam?
.
öfff amma da boğuk cümleler sarf ettim, sevmedim.
.
tamam, düzeliyorum birazcıktan 
önce  iyi geliceğini bilerek garip halime aldırış etmeyi durdurup
merhabalaşıyorum gülümsemeyle
-merhaba  :)
-...
-sanırım o da gülümsedi.
.
saçmalak içindirdi kelimeler.
yazasım yok daha fazla.
bide birkaç karışık harfe basasım var.
işte böyle.
vbklşkjfgfjbgkgjkgjkgffkjkfjlşdksldşlfdfjkgfjlfklklfklvkflklfklkouyuırepsdkfjnfjdkksldfnbgıoedfjkdfjvkljhlshşbsuıeokbjjkjgvkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkdfjl

eğlenceli, hı hı :)

al bu da şarkı, böyle bulutlara doğru hafif yükseliş

12 Şubat 2011 Cumartesi

dışarıda rüzgar var, içim çok hafif

pencereden dışarı baktım ve kapının önündeki çelimsiz küçük ağacın rüzgarla sallanan dallarını gördüm.
yine yatağa koştum.
bugün üstümdeki hali abartıp, yorganı kafama çekip, üşüyen burnumu saklayasım var.
..
yorgan, battaniye sarınıklığıyla uyuklamak kış eğlencesi.
..
karnım aç, ama iştahım yok (bu iyi, belki zayıflarım) :)
..
jasingular buca kursundan gelirken bana küpe almış, çok şık.
kabarık saçlarıma yakışan.
..
salı günü dershane başlıcak, biraz heyecan var, sadece biraz :)
..
babaannemle telefonda konuştuk, çok özlemişiz.
..
ptt'de hesap açtım kendime.
..
aslında iki gün önce arka bahçeden gün ağarırken ki anlardan çok güzel fotoğraflar çektim buraya koymak için ama uğraşım olmadığından erteledim, bu hiç hoş olmadı.
..
bu yeni evi seviyorum, çok biz.
.
dün gece  fransa'da bir aşk yaşandı,
gece yayınlanması gereken bir yazı olduğundan şimdi koymuyorum.
..
kahve için ısınan su sesi,
gün merhabağğ :)

7 Şubat 2011 Pazartesi

güneşi tepemize çıkaran güne gülümsek

belki  biraz.
belki biraz çay.
bahçede üç-döt bir tur belki.
toprağa sımsıkı tutan ağaçlara tırmanırım belki.
belki de salıncakta güneşlenirim.
ama belki de arka bahçeden kavak ağaçlarındaki sonbaharı izlerim,
ya da yeşillenen çimlerdeki geceden kalma çiğ'e dokunurum.
belki de tüm bunları burda düşünmekle bırakıp, pencereden el sallarım güneşe.
belki.
hem belki.
hem de belki.
belkili belki.

belki not, belki de değil, ya da hepsi;

                                                   ay şavaşcısı
küçükken okuldan koşa koşa gelip izlemeye doyamadığım çizgidizi :)
söylesim geldi :)

4 Şubat 2011 Cuma

belki benim kağıt param bir şekilde döne dolaşa senin cebine girmiştir

uç uç bööcceğğim annen sana terlik papuç alacak.

küçükken hep uç uç böceği arardım tarla içinde,
ve duyduklarından emin olarak söylemeye başlardım şarkıyı.
onlar uçarlardı ve ben el sallardım arkalarından..
terlik ve papuç aklımda hep kırmızıydı,
uçtuklarına değmiş olmalı  :)

not;
karşıdaki dağlarda kar var ve bu çok güzel.

notiki;
istediklerim çok yakın.
inanıyorum.

eylül akşamı çalarken..

31 Ocak 2011 Pazartesi

otobüslerin içindeki insanlara el sallarım ve yolcukluklar büyür.

saatlerce bıkmadan dinleyebilmek,
uzak ülkelerden renkler,
yolculuk hallerim,
kafamı kocaman düşüncelere sürükleyen,

hey jimmy!
..

bir şarkıdır işte

30 Ocak 2011 Pazar

dünyalar hep böyle güzel mi dönerler?

oturduğum yerden halime tatlı bir eşlik
hafif
bana doğru esen rahat bir rüzgar esintisi gibi

bi şarkı

26 Ocak 2011 Çarşamba

yükseköğretimgeçişsınavı hazırlığı halli

ben.
evet.
çalışmalarım hızlandı ve bilog beni bazen alıkoyduğundan birazcıcık geri durma kararı alıyorum.
kendim.
yani kendim ve ben.
tamamen bir gidiş değil, hayır.
dönemeçli :)
arada girip bakınırım, yazarım birşeyler.
içimi, hislerimi, hallerimi.
.
güzel şeyler olması için güzel hisler gerek  :)
.
midem guruldadı, aç da değilim ki!
saçmalama midecik.
.
yarın kpss tercihi de yapacağım.
.
bir kitap geçti elime, adam pisikopat ve bence fark edemediklerimizi fark etmiş ama yanlış dünyada :)
adını söyleyesim yok kitabın.
belki bitirince söylerim.
kitaba piyasa kitabı muamelesi yapılabilir, belki de öyledir.
ama okuyorum, ilginç bulduğum çok şey var.
.
bazen kalbim çok hızlı atıyor.
.
bugün dershane de öğleden sonra ek ders olmayınca eve erken geldim ve dinlendim.
.
tarih dinlemeyi, tarihi seviyorum.
.
insanlara birşeyler anlatmayı, kendimi ifade edebilmeyi seviyorum.
.
hayatı renklendirmek gerçekten çokca bizim elimizde.
sabah kalktığımızda somurtuk suratlı kendimizi, aynada görmemek çok önemli.
halimizi değiştirebilme yeteneğine sahibiz.
.
güzel geceler, iyi hisler gönderiyorum tüm herkese.

not anlamında;
tiyatro yapmayı çok özledim.
hayatım boyunca hep olucak.
hep.
istekler dillendikçe onların bizlere yaklaşma ihtimalleri çoğalır,
evet :)

sevgilerler

24 Ocak 2011 Pazartesi

bir renkli battaniye sararken, ışıklar göz alır

durup durup bakınınca;
uykululuk halimi karıştırıp, battaniye sarınıklığına boğarım an'ları.
giderler güzel gözlü yırtık kumaşlar ve gökkuşağı geceyi aydınlatır parmaklıklardan.
belki..
.
belki sabaha karşı homurdanır cüceler.
.
uyurum ki.

not mudur bilemem ama;
boş cd'ler birşeyler anlatır mı?
merakım önümde dolu cd'den.

20 Ocak 2011 Perşembe

şaşırtı,ışıltılı ay,tesadüf kelimesinin garipliği.

annem;
''yaşlanınca bana kitap okur musun?'' dedi.
farkında olmadan sesli okuduğum kitabı dinlediğini bilmiyordum.
durdum.
ona baktım.
belki ben bakmadan saniye öncesi çevirmişti kafasını.
gülümsedim.
peki, olur demeye gerek kalmadı.
yaşlanınca anneme kitap okuma sözüm var.
....
yemek tatsız.
sanırım sobayı yakmadığımdan etkilenen hisli yemeklerim var.
.
şarkı açmadığımı farkettim.
yanlış.
sesler olmadan sünük olur içim.
.
seslerle iyileşsin ruhlar, dinle
.
birkaç günüdr saçlarımı at kuyruğu topluyorum.
.
uzun zaman sonra birini aradım bugün
hey mörşh! diye uynadırdı alemimden,
ağladım, konuştum, ağladım, konuştum.
dinledi ve cümleleriyle renklendi günüm.
teşekkür sayın kopal.
..
renki şalı, çantama aksesuar yaptım, çantam daha renkli şimdi :)
.
kırmızı kalemle elime biri gülen surat çizmiş,
acaba kim?
.
not olması için değil;
gırgır'ları severim.
hala içindeki mekanizmanın yerdeki kırıntıları nasıl alabildiğini anlamam.

17 Ocak 2011 Pazartesi

annem kırmızı pancar yapmış

bir saat kadar yürüdüm eve gelirken.
soğuk içime gizlice sokuldu.
müziklerle düşüncelerim açıldı.
rahatlık :)
insan yürürken adımlarını daha iyi atıyor, neden attığını düşünüyor.
duş sonrası yenilenmek gibi.
özgürlük, sadece kendin.
..
kırmızı elmanın üstünde küçük, beyaz noktalar var.
insan yüzündeki çiller gibi.
severim.

hep birileriyle ilgilidir zaten

demlenmiş çay kokusu
.
dün sabah anneme süpriz peynirli börek yaptım.
.
dün metroda insanlarla ilgili olan o tutkum yenilendi.
.
her insan kafasında yüzoneşmilyon tane düşünce balonuyla geziyor.
.
soba dibi yer yatağı uykusu yaşadım gece.
oh.
.
mutfak soğuk, ısıtıcıyı açasım yok.
.
müzik?
evet, dinliyorum.
.
meyve tabağında bir muz kalmış.
acaba kimin midesinde yerleşke kuracak?
.
yine üniversite bahçesinde çubuk adamdan bir mörşilya çizdim, kabarık kıvırcak saçlı.
.
güzel adamlar ve kadınlar dün bir pizzacı da yemek yediler.
.
yağmuru umursamadım, saçlarımın arasından derime dokunması hayli geç oldu.
uyuşuk bir yağmur şu alsancak yağmuru.
.
uykucu misafirimi kaldırma vakti.
kahvaltı hazır.
.
çok sevgilerler..

16 Ocak 2011 Pazar

belki de yarım bir hikaye başlangıcıdır adı, bilemem

''Kadın bir kez daha öksürdü ve hemen etrafına bakındı korkuyla.Tek başınalık yüksek gökdelenlere benziyordu bu gece. Evet, sanırım bu siste bu yüzden.
..
Yağmuru izlemeyi sürdürüken hapşurdu ve hemen bakındı yine.Yoldan geçenleri görünce gülümsedi elmacık kemikleri. Gökdelenler yükseklik koşusunda geride kalmışlardı bu sefer.
Şaşılası gece, dedi.
..
Kadın, bu sefer geceye kızgın balonlar bırakmadı.
Kadın, salınan rüzgara sövmedi.
Belki de kadın, hiç olmamışlığı kadar yüksekteydi.
Şimdi gidip bir bakmalı, belki de bir bardak sıcak su.
Kuru kuru, sıcaklığı hissetmek için sırf. ''

-denemebirki-

15 Ocak 2011 Cumartesi

metrolarda insanları izlemeyi severim

garip geceye renkler bastı,
bana aitlik hissiyle sokuldular renklerimin arasına.
loş, turuncu, ışıklı.
içime hoşgelmişsiniz bu gece.
.
bu sefer eyvah değil, oh :)
şarkı  francesca mckennitt 'dan çalıntı.
ben anlamadan saatlerce, geceye seslilik kattı, teşekkür.
anlamadım ama tanıdık eski yaz mevsimlerini hatırlatır gibi,
yakın.
.
şarkı

13 Ocak 2011 Perşembe

gelmişgitmişbakmışkaçmışbelkidehiçolmamışyadaolmuşsus!

Adamlar gelirlerken rüzgarlarla kaçıp saklanmış şehirler
Alakasızlığın diz boyu mübalağa sanatı içerikli.
Yolu uzun kadın, susar.
Geceler karanlık değildir ki ay varken.
Seçersin bir yıldızı ve sesli söylersin içindeki gürültüyü.
Duyulur mu?
Duyulsun muydu?
Kaçarsın, düşünmek yormasın diye.
Dön.
Geri dön süzsüz çekirdek.
Bu gece adın bu.
Süzsüz ve çekirdek karması.
Geri dön ve yanlışlıkla kaçtığını söyle,
Yanlışsın.
Gelirim kolaylığı yoktur ayaz varken.
Belki de yolda kurtlar yerler seni.
Ya da kırmızı başlıklı kız sanılırsın çiçek bahçesinde.
Gülümsedin.
Ne ala.
Korkaklık edesin yoksa, bir dönüp selamla alemi.
Alkışları duyunca, gözlerini alan ışığa diren.
Sen oyuncusun,
Oyuncu bir kadın.
Döndür rüzgarları.
Hafiflik geride kalsın bugün.
.
'bilmem nenin nesidir çekirdek çitleyiş anında'

10 Ocak 2011 Pazartesi

serinlik kapı aralığından içeriye üfler

mayışıklık
bayık göz
kaybolursa netlikler uyunur da
çekilin.
..
netsizleşir perdeler, duvarlar, ışıklar
..
merhaba uyku!

eşlik
 Lhasa de Sela-Love Come Here

9 Ocak 2011 Pazar

sabahakarşılı

kendimi tanıyorum.
yavaş yavaş.
sakinlik güzel.
algılarımı açana gülümsüyorum.
bu hiç kötü değil.
hem hiç.
öğrendiklerim var duymamışlığımdan.
bu daha da öğretir.

beynim huzurludur geceleri.

ey hayat !
ne güzel adlandırırsın yaşamı.

köşebaşlarısakinliğiiçindebirşeylerolurveolur

5 Ocak 2011 Çarşamba

bulutlar hep geçerler kapılarımızdan, bakarız, burası bir yol güzergahıdır

yolculuklar gerek alemlerime.evet, bugün böyle ve duruşum bile garip.
yazınca kelimeler şekerleşip sırıtıklar, ohh :)
şarkıdan garipleştim sanırım, iyiyim, kötü değil içim.
bazenleri severim, bazenler beni bana katarlar.
hangi bazenlerdir bilemem, saçmalamak içindir bazen, bazenleri.
..
kış ne güzel, hele soğuk.
ellerim çatlarken soğukta yürümeye devam etmek  ve algıları açmak iyi, insanı yükselten birşey.
bu şarkı bir anlık, bir bazen.
..
düşüncelerle boğulmak eğlentisine giderim hep, sanki dönülmezmiş gibi.
insanlar sadece kaçıp, duymuyorlar.
oysa seslenen düşünceler çok net.
..
güzel gece, gülümsek gece
hafif..

şarkı mı?
işte !
 mehmet-gureli-kimse-bilmez.

3 Ocak 2011 Pazartesi

eli, kafasının sol tarafına yatık mavi yastığa dayalı !

gece uyku tutmazlığıyla gezinti.
.
yağmur sesini susturdu, daha da beklerken.
.
düğümlenenler çözük olma ihtimaline sahip.
.
hey ! güneşi renklendir biraz.
.
dünya'yı çizerken taşırma renkleri.
.
o zeytinler öyle çapalanmaz bırak.
.
loş salon ışığına selamlar
.
kirpikli.
.
yamuk çizgilerde bulursan beni, belki o zaman kaçarız da.

2 Ocak 2011 Pazar

dereden tepen gel,kıyıdan köşeden gel, yatağını, yorganını, çeyizini bohçanı, yüreğini kapta gel

yılbaşı programı yada bir plan yapmadım.
herşey kendiliğinden gelişince hayat çok gülümsek geçti :)
..
jasingular döndü muğladan da, hemen manisa'ya uçtu caymz kadını yanına. yılbaşı girince araya orda kalıp eğlence yaptılar. sevgili anne hanım çeşitli nedenlerle hayır demiş ve sadece hala dershaneye giden biri olarak yaşım önemsenmeyip bağımlı kalarak 'peki' demiştim.tabi sevgili nelif'im de manisa yoluna çıkamamış ve birlikte olabilmek için mesajlarıyla gülümsüyordu.(hikaye havası aldım yazıdan, siz almayın)
..
anne hanımlar arkadaşlarıyla ev partisi hazırlığı yapınca, ben de nelif yolunu tuttum.tabi zaks adamı jasingular kadınıyla dönmüştü muğlasından ve o da dahiliyet edecekti gecemize.
..
film kiraladık, ilerleyen saatlere eğlencelik  :)
hani şu dipbuluğ film tanıtımı koleksiyoncusu bayımdan seçtik kiralanan filmi. nelif pek mutlu oldu kendisinin arşivi olduğunu duyunca.nelif sadece gülümsedi duyunca :)
..
yemekler yedik, nelif kuzeninin aldığı pastayı üfledik hemen doğsun diye yeni yıl :)
saat dokuz gibi eşofman ve sivit giyip çıktık ışıklı geceye.amaç konser alanındaki kalabalığa karışıp, güzel hislerle dönmekti. (konser eski bir gruba ait olup, renklendirdiler gecemizi :)
zaks evindeki bol yemekli halden söz edip, araya monopoli oynamayı sıkıştırınca gel al bizi dememek hayatı küstürürdü.
..
sevgili nelif kuzeni ve erkek arkadaşını birlikte bırakıp, zaks beyle soğuk, renkli gecede eve gittik.yolda jasingular ve caymz telefion denen icatla katıldılar eğlencemize :) bollukla süslenen ev mis kokularla karşıladı bizi.geçen günlerde yaptımız doğum günü balonları hala evin salonunu süslüyordu :) zaks'ın annesi hanım(benim biricik teyzem) ne de hazırlanmış gece için (kadın kadındı işte, büyülü) :)
..
bir saat kadar kalabilmek yetmiş, monopoli oynanmadığı için boyun bükmüştü, fakat böylesi hayırlı olacaktır diyerek atladık evden dışarıya. zaks katılırım belki dedi konser alanında size ( katılmadı, nedenlidir, karıışmaaağ) :)
..
kuzen ve erkek arkadaş birlikteliği çokca bilindik bir halde seyir ederken, nelif'le bu muhabbeti kendimize eğlenceli hale getirip, eski şarkılardan girdik sohbete, sıcak çikolata eşiliğinde :) algıları illa ki biraz zorlanmalı insanların ki cümle kurabilsinler :)
..
konser alanına yaklaştık, son on dakika yeni bir sene için. kalabalık sevdiği için orda, belli. araya karışıp, nelifle şarkılara eşlik ettik, umursamazlık ne güzel :)
..
yeni yıl havayi fişeklerle karşıladı yeniyi (umarım sene boyunca havayi fişek çakmaz her gece sıfırsıfırda) :) sonra dağılan kalabalık arasından göçebe kurulan hatta bir aylık kurulan diyelim lünaparka gittik. nelifle çarpışan arabada bolca çarpışıp eğlendik.
..
ev yolu saati bire yakın, cadde boyu kalabalığı azalmıştı artık, şarkılara eşlik devam etti sokaklarda kısık ve komik seslerle :)
..
eve varış, gece muhabbeti, atıştırmalıklar, yer yatağı eğlencesi geceye gülümediler. nelifle sarmaş dolaş uyku  :) üç gibi kapanan gözlerim çokca açıdılar yine, ama olsun yeni yılda geçerdi nasılsa :)
..
yılbaşı eğlencem bu sene kocaman güzellikleri farkettirdi. nelifle  ilk defa iki kişi eksik ama eğlenceli bakabildik hayata :)
..
nelif ne güzeldir yeşil gözleriyle ve saçlarıyla hayatımda. köşesiyle renklendirdi içimi.
ahh benim tavşan dişli, göbekli, güzel kafalı, düşünceli nelif'im :) (göbekli olması konusuna gelince, bende de var, herkesde de var, ne var yani ki) :)
...
yenilik sokuldu aramıza.
hoş gelmişsin  :)

küçükmeraklıbirdipnotturbu;
nedendir gecede ki gariplik?
yoksa nehirlerdeki sular geri mi çekildi?
yok, hayır
imkansızlıktan söz edilemez.