30 Aralık 2010 Perşembe

sanırımgökyüzüseverkapıdakirenkliçiceklerinseslerini

anlamadım, gözüm yaşarlandı.
nedendir, durduk yere yaşarması gözün?
.
kırmızı elmadan kurt çıktı.
hala yaşayan kurtlar olması ne iyi.
.
tırnaklarımda yavru ağzı oje, kadınlık baskın.
.
kalın bir yüzük güzel hislere eşlik, kadınlık.
.
birileri uykuya mı gitti?
giderler mi uykuya gün batmamışken?
.
rüzgarlara sor, dillenirler.
.
yenilikleri kazan ruhuna,
hem bu yeni yıl şimdiden sevdi hayatı.
.
eski yılımda kalan yamalarım ne kadar da renklendirmiş köşedeki yastığımı.
.
pijama giyme rahatlığıma laf ettirmem,
seversin.
.
uyurken kolunu açıtabilirim,
ağır bir beton yığını kadar serttir uykulu halim.
ama dur!
belki eriyik çözeltilere dönüşürüm.
.
o romanı, son yüzüncü sayfasında bıraktım.
tamam, tekrardan tanıklık ederim çan seslerine.
.
bu göz nezlesimi?
akan damlaları hissetmemem normal mi?
acır gibi.
.
bugün eve gelmeden karnımda ziller ötmeye başlayınca, servis yolunda iki tane boyoz aldım.
adam kibar davranıp, yanına bi de ıslak mendil koydu,
akşamüsütü alışverişini sevdim.
.
sanırım ışıklı akşamlar renk katarlar içime.
ya sen?
.
yola çıktık.
.
bana şu paptyalardan al,
bide olmazsa olmazım çubuklu kraker.
.
tamam,
hadi sesleri dinleyelim.

29 Aralık 2010 Çarşamba

yağmuradoyduellerimveıslakgülümserlergökyüzüne

öksürük
anlamadım ?
.
geri duruyorum bir kaç gün.
yazılar beklerler gökyüzünde.
.
iyiliklerim geceme oturmuş sırıtık
selam iskoçyalı.
.
akşamları da girmek istemez bir hal seçiyorum.
karara saygı.
.
dinlerken açıldı algılarım;

28 Aralık 2010 Salı

rüzgarlarısevenkadınlarbilirimmorelbiseli

sadece boşluğa baktım birkaç saniye.
duraksamak mı bu?
.
parmaklarım klavye ye gülümserlerken,
aldım elime kelimelerimi.
duraksamak yetti.
.
yazılası mı gecem?
ya da çekilip uykuma, rüyalara mı bakınılmalı?
bilemem ki şimdi ileri ki zamanı.
.
bir güzelliktir ömrüme çalınan, adı yok
büyülü sözler değil ettiklerim.
karmaşıklığıyla güzellik taşır.
anlamsızlığında anlam bürünür.
suskunlukta hafif bir şarkı mırıltısıyla başlar.
.
cümlelerin dudaklarımdan çıkışını izler sevgilim.
soluğumu dayar soluğuna.
renkleri bu sefer ikimiz için yakar gökyüzü.
yolumu şaşırırım,
debelenir ayaklarım.
bir aptallık belirir,
beynim kaçısında duraksamazmış gibi.
kaçmam.
habersiz gidişleri sevmem ki.
.
güzelliğe selam söylerim aptal kadınlar gibi.
aptallık kötü mü?
hayır, benim ki güzel.
.
el, ayak dolaşması anlatılmazmış gibi ya, ben anlatırım.
o dinler, sever de.
.
bir soba dibinde oturduğum bilinsin isterim
ya da şişkomsu göbeğimin güzelliğini izlerken aynada,
kadın dediğin birazcık etine doygun olmalı diye desteklerim tombişliğimi.
izlerken o,
bir gülümseme yerleştirir yüzüne küstah.
bilirim, sever hallerimi.
.
hem kadınlar rüzgarları severler.
.
es
..

27 Aralık 2010 Pazartesi

kurumuşçiçeklerleyeşersingündüzler

güne düşen yağmuru, gri hava doladı ayağına.
karmaşıklık içindeki renklere boğdu içimi.
.
iki kişi var aklımın kenar köşelerinde.
biri jasingulardejoran
diğeri zaks
huzurlu bir güzellik çevirsin muğla sınırlarını.
.
küçük hislerim çok sevimliler
aşık olasım bile geldi :)
.
kadın ve adam güzellik kattılar hayatıma.
bu doyumsuz eğlenceye dahil oluşum başka bir tat.
teşşekkür ediyorum siz, iki kişi
.
jasingular kadını ve zaks adamı.
an'a sahipliği farkındalıkla süsleyin.
eminlik, öyle olcağına  :)

*sonsuzaşktutuldudiyenzakshuzuradoy

26 Aralık 2010 Pazar

birgünlerdebiryerledeyiztıpkısizgibi

taaaa çok geçenlerde sevgili  Mr.E beni mimlemişti.Ancak ben şapşal mörşh hanım ablası olarak ertelemiş ve bu işi uzatmışım ne yazık ki.O yüzden öncelikle kendime yeterince bağırıp, çağırıp yazmaya başladığımı belirteyim.
yani bana kızma Mr.E :)
kızmamışsın gibi yapraktan geçiyorum mim konusuna;

" Bir kişi seçip onunla neler yapmayı sevdiğinizi yazın"

(anlatışım, hallerimize birkaç cümle kurulmuşluk)

aklıma ilk dan diye düşen şu anda muğla yolundaki,
telefonumda adının alaksız kayıtlılık hali devam eden jasingulardejoran adlı,
müzik dinlemenin zevkini aşılayan,
gece karanlığında onsaat çamurlu yolda muhabbet ettiğim,
köpek sesleriyle korkup kaçan  sonra sesler kesildiğinde yol ortasında soğuk havaya aldırışsız muhabbete devam ettiğim,
beni sabaha kadar ayakta tutma becerisine sahip tek yaratık olabilen,
an'ları yaşanılası kılmak için geçici kötü hislerimizi dağıtma öncülüğüne sahip,
yorgunluğun bahane adı altındaki halini algılayıp böyle bir durumu tartışan,
zaman ayarını bilip ancak geç kalma rekorunu kırmada yandaşlık yaptığım,
soğuk pilavı yemenin tadını anlamlandıran,
akşamüstü karanlığında kalabalık, ışıklı caddelerde koşuşturduğum,
yarım ekmek dönerimin çeyreği,
uykudaki ayak dolanıklığım,
uyku konuşmalarımı kaydedip buna  tekrar  tekrar gülebilen,
tartışmaların bile yanyana, dipdibe olması gerektiğiyle hepimize bunu algılatabilen,
yanlış söylenen kelimeleri anında doğrusunu söyleyerek çokça tür dil kurumluğu yapan,
hayayatımın koca bir bölümünü doldurmakta ki becerisini anlatmaktan yorulmadığım,
kirpik yakınlığım, 
elimin en kısa uzanışı,
hallerimin tanıklığındaki bir başka yanım.
sinem singe.
enbaşhatun.
aklı, kafası, kendi yoğunkadın.
seviyorum çok.
iyikilik varlığına.
sonsuzluk eminliği..
güzel hisler şu anki an'ına..
ay em veri veri lav yu bicavs yu are veri importand benim için :)

gelelim mimlenişlenenlere;
ilnevyA
Berdush
8ex-en8
dipbulueyç :)

25 Aralık 2010 Cumartesi

'yüzüncüizleyimcimin' hatrına 'yüz' küçük not.Tamam şaka!

selam.
mörhabeğ.
öncelikle yaklaşık on senedir bu sektörün içinde olmaktan mutluluk duymaktayım.
öğğğğğğğğğğ  :))
yalanlar yalanlar yalanlar
evet anlaşıldığı üzere keni kendime eğlendim.
evet gelelim asıl meseleye.
yazımızın ana fikri aslında yüz izleyimcim olmuşluğu :)
aslında yüziki izleyimcim oldu fakat  bu kutlamayı genele çevirmek istemedim.
yani yüziki izleyimcime de tenk yu veri mac :)
.
hayat güzelliklerini bu şeklide de sunabilir, daha net anladım.
bu blog işinde öyle çok çok eski değilim ama huzurlu bir yer burası :)
blogu açtığımda, beni ilk bir ay kimsecikler izlemedi.
(evet, bu gerçeği söylüyorum artık) :))
allah allah diyorum, bu insanlar neden görmüyorlar beni.
hatta bir ara kendimi bile izledim :) (rezilmörşh)
offf tamam, komik zamanlarımdı.
hem siz gülmeyin, herkesin olur öyle zamanları.
tabi sonradan anladım ki ayarlarda bir sorun var  :)
araştırdım, buldum, ettim, eyledim ve oldu sonunda :)
.
off şu an yazdıklarım çok günlük oldu gibi geldi.
ama umursamadan yazıyorum.
hem nasılsa kınanmak gücüme gitmeyecek :)
.
öncelikle güzel düşünceli insanlara algılarımı açarak yönelişimle, bu blog açtı güneşini ruhuma :)
eğlenceli biriyim ve bazen bende takıntılı olabiliyorum, çokca.
ama içimdeki filmleri kendim çekerken izleyen birilerinin olması eğlenceli olur diye düşündüm.
.
ohhh gülümsek yazı yazmak rahatlığı :)
gece ayazını çok severim.
mesela ayaklarım dondular şu an.
inatla yazı yazmaya devam eden parmaklarıma söz geçirmek istememek  :)
.
bazen gariplikler güzellik katarlar hayatlarımıza.
görmezden gelmeyiniz.
garipliğe gülümsek yaklaşıp, dokununuz.
sıcaklık içinizdeki duvarları eritir.
uykuya geçmeden önce iki dakika kadar düşünün.
iki dakikanın uzunluğunu fark edin.
düşünce balonlarını boyayın, renk verin ve sonra uçurun sonsuzluğa.
hadi şimdi rahat olsun gece uykunuz.

bazıgecelergülümsekbirileribişeyleryazarlargeceyianlamlıkılmakiçin.
susarım.

23 Aralık 2010 Perşembe

renklibalontoplarısudayüzerler

önce şunu aç.

dinle, algıla çokca

bu kış, hüzün tadında.
hüzünlü olduğumdan değil hiç.
mesela adını sevmeyebilirim ikisene sonra.
kırılabilir, umursamıyorum pek.
yaprakları izleyenlere üzgünlüğüm.
hani sarı yaprakları,
hani o ayrılıkmış gibi adlandırılan.
kaçası olan sarı yapraklar.
bu kışa işim vermeyelim.
hani şunu yaptığımız bir kıştı bile demeyelim.
hislerim bir şarkıya çalındı bu sabah.
yavaş yavaş yükselen yaprakları göz ucuyla izliyorum.
anlamsız gelen herşeyi anlamayın.
uzun bir yol bu.
yaprakların rengi sarı.
dokunmadan uzaklaş istersen bu sefer.
gökyüzünden çevirme yüzünü.
kucaklar seni.
susma, söyle sende şarkını.
güneş hep sıcak gülümser..     

22 Aralık 2010 Çarşamba

yürü biraz
durma.
.
soluğum kesik kesik,
durmuyorum.
'hadi, yürü' dedi
.
adamlar sessiz uzaklaşırlar kapılardan
kalemlerim çok renkli.
içimi söylemem.
saklıyor muyum?
haha (kısa kessen bu sefer)
.
sana soru sormak gerek
.
aklımın bir küçük odası var,
evet.
.
söylemlerimle uyuşmuyor kalbim.
kafam ne büyük.
.
küçük bir şeker.
mutlu oldum.
.
sesim.
duymak istermisin?
ben bugün güzelim.
yok.
sana demedim.
.
burnunu ne güzel severim.
yüzüm kızardı.
bilmem.

17 Aralık 2010 Cuma

bazen masallar yağmurlarla başlar, masalları sever misin?

dün gece ateş halinde uyuklama.
sanırım yağmur dün çok sevdi beni.
geçti şimdi.
iyilik, ohh
.
dün çok yol yürüdüm.
kulağımda hep başka başka hissettiren müzikler.
küçük kaldırımları yabancı bir şehir hayaliyle yavaş yavaş yürüdüm.
hislerden, düşünceler büyüdü.
bardaktan serpiştiren yağmuru çok sevdim.
şemsiyeli yaratıkların arasından geçerken ben daha da yağmura yanaştım.
anladı beni, gülümsedim.
.
birini, birilerini düşündüm böyle, bol bol.
takıntılarım kendimle kaldığımda daha az ve birde sadece burda.
bu iyilik mörşh, sarıl.
.
dün bütün derslerde küçük bir çöp adam ve birde üniversite çizdim sırama.
resmini çekip buraya koymak için.
sonra çektiğim hiçbir resmi beğenmedim.
sonra beğendim.
ama ani hastalığım gülümsek bırakmadı, yanaşamadım bilgisayara.
.
ha bide bir gün önce birden çalışmadı inertneti gösteren o ışıklı kutu.
götürdüm tamirci uğur'a.
dediki bunun adaptörü yanmış.
anladım.
ne güzel olmuş o zaman.
düşündüm de sanırım girmemek gerekmiş o gün, ki girmedim.
bunda bir sıkıntı yok.
garip yarımlıkları severim.
.
bazen hayata sadece küçücük gülümseriz.
hayat  :)

15 Aralık 2010 Çarşamba

başlıkbulmakistemedimçünkügaripliklerhepgülümsetir

bugün birinden bir mesaj bekledim, uzunluğu önemliydi ya da sadece bir kaç kelime kadar uzun.
sonra mesaj geçiktikçe heyecanım arttı.
artan heyecan uzun zamandır tadılamayanlardan.
enfes tatlar,  ne severim :)
o biri, teşşekür ettim küçük heyecan için.
.
bugün ptt'de bir kaç fatura işi hallettim.şanlı günüm olmalı ki içerisi yığın insan doluydu.
gülümsedim ve küçük bir köşeye çekilip insanları izlemeye başladım.
saçlar, ayakkabılar, kaçamak bakışlar, kadınlar, adamlar, memur amcalar.
kulağımda Zaz.
herkesin durgun kış halini Zaz'la bozasım var.
deli bu kız desinlerdi birşey olmazdı da pek.
ayaklarımı hafif hafif oynatmaya başladım.
dur dedim mörş, yapma.(içsaçmasalaksesim)
yapmadım, durdurdum güzel siyah kaşe montlu kadını.
.
eve gelirken köy otobüsünde bir sürü şey düşündüm.
özellikle buraya yazıcaklarımı.
sanal varlığımı,
gizlilik hallerini,
soyutluk güzelliğini.
sonra.. ıııı..  diğer düşündüklerimi yazmıcam, bilmesende olur :)
sonra dibimdeki çantaya baktım.
ne kadar da kolaydı bir kalem kağıt çıkarıp şuraya bişeyler karalamak.
ama yok dedi içlisesim, şu an yolun tadını çıkarmalısın.
bende çıkardım.
.
soğuk, sevdim.
titrek parmaklarımda hayat var.
hissediyorum sıcaklığı.
.
eve geldim.
bahçe kapısına kadar çamura battı botlarım.
aldırmadım.
annem daha gelmemişti, tütmeyen bir soba bacası sırıtıyordu bana.
çantamı kapı eşiğine bırakıp, müziğin sesini daha da açtım.
kollarımı iki yana salıp sessizce döndüm bahçede.
...
kasalı bir motor sesi(koşaradımkapıya)
anahtarı çıkardım, kapıyı açtım ve selam boşev :)
önce hemen sobayla yakınlaştık.(kovasını çıkarıp boşalttım dün geceden kalan küllerini)
odun, kömür koydum tekrardan, temiz temiz.
birkaç dakikaya ısındı küçük oda.
ohhh  şu an hala sıcacık :)
..
sonsöz;
altı üstü bir bilet parası, haydi koş gel bir cennet burası
rengarenk bir yaşam umut rüyası..

sezen aksu parçası 'ceylan ertem'

13 Aralık 2010 Pazartesi

birigiderkenbakarlarmışhep

rüya.
sonrası ağlak mörş
baba dün gece rüya tanımlı soyut ibarede bir yolculuğa çıktı.
gerçekliği ne kadar da net.
ağlaşmak ve içte ki küçük acı.
ölüm değil insanı korkutan yada ağlaklığa boğan.
yaşanmaması bir daha en küçük anların, ya da bir küçük gülümsemenin, ya da sarılamamak.
of.
böyle duygusalımlıağlak yazıları bu kadar net içimi göstere göstere anlatasım yoktu.
yok dediğim oldu.
bir şey de yapasım yok  kafanızdaki her nasıl oluşacaksa oluşmuş olana.
bu  da dinledikçe yükselen birşey işte.
al, sende yüksel

12 Aralık 2010 Pazar

çoraplarınnegüzelçizgiliolanından

bir kadın.
dörtgen küçük bir oda.
net, sarı, çirkin bir ışık
gözyaşı damlası yolu
göründü, tam kirpik ucunda, akışkan
bir eli dudaklarında, kuru bir tat gibi
bir eli dizinde, yavaş ve sesli tık tık sesleri
suskunluğu göz boyaması
içi bir volkan delisi kadar patlak
algısız, algılı
alnından okuyorum kendini anlatım biçimlerini
gördüklerim net net, sıralı
kadın kadın koktu oda
seslenmek yanlış, sus.
kapalı algılılık sadece bu gece.
çantasından iki kere ısırdığı çikolatayı çıkardı,
izliyorum, tadı alıyor
konuşmadan daha da susmak gerek
..

''dinlerken''

10 Aralık 2010 Cuma

birvarmışyokmuşlarevvelzamanlarda

içim çok cazibeli
saklıyorum
bul
.
ifade olunası hallerim durmuyor.
bu kadar dönmek iyi midir ki?
hiç geç değil derken, anladım seni.
..
gülümseksin ne başka bir hal,
çözmeni beklerim saçımın kıvırcıklığı kargaşasını,
çözülesi zor  olmuşluğum doğrudur, hele bu ara.
ama bul.
soğuk içimi ısıttı.
nefes alıyorum, bu iyi.
..
Çocuk sol eliyle ensesini kaşıdı.
Umursamaz tavrı ne kadar da  çekici.
İlginç.
Ama bazen sinir bozucu,
O da kızsal düşünce aptallığımdan..
Sınıftaizlediğimbiroğlançokcafarkındasızkeno

zaz dinliyorum

NOT:
Dominanizm: adlandırma
Örnek: sarı rengin ismi aslında sarı değil, adlandırılmış olduğu için sarı 
yani mor olsaydı sarı renk, mor diyecektik zaten adlandırılana.
İnsansı koku.

9 Aralık 2010 Perşembe

benbirbenahbuben

kafam dağık,
saçlarım kadar karışık, canlansın kafanızda.
bu ara birşeyler var alemimde.
garip.
anlatasım da yok.
öyle içim.
iyiyim ama kötü değil.
sadece fazla düşünmekten, yoğunluk boğuyor.
düşünmemek daha fena.
o zaman en iyisi boğulmak.
saygılar

not;
kafamın durgunluğuna el sallıyorum.
ha tamam, anlaştık biz
gülümsedi.

7 Aralık 2010 Salı

yorgungüzellikalemleri

uykuya yelken açmaya gidiyorum.
tatlı bir yorgunluk hali
ha bir de,
saçlarım boynumu yaktı bende hemen tokasız topladım
hoş bir bayan benmörşh

dipnot; yazdım, sonra sildim bazen onsaniye bile düşünmek yazılacak şeyi basitleştirir.
(çok bilmişmişteyim ondan)

6 Aralık 2010 Pazartesi

güneşaçmışelsalla

geceden erken kalkma kararı
sabah koşusu için çalar saat
çıkıyorum evden 3 dakikaya
soğukta koşucam
heyecan
asdfghjklşiasdfghjklşi
yeni başlangıç için ilk adım.
gün pek aydın :)

4 Aralık 2010 Cumartesi

3 Aralık 2010 Cuma

gecebirbardaksunetliğiiçindeloşbirkasımpatı

kelimelerimin ucu salınık,
tutmuyorum.
bedenim latin bir müzik eşliğinde dans ediyor.
hayır,yok içmiş değilim.
sadece hislerime uyup, uykuyu üstüme giymeden önce yatışımı renklendiriyorum bu şaşalı törenle.
..
-merhabalar, siz uykumu?
-tanışalım mörşh
-peki.
..

2 Aralık 2010 Perşembe

durgun ruh kayıpmış mı? heybenbirsolukbenizli!

saçma sapan bir başlık bulup içimin şatafatlı kargaşasındaki durgunluğu anlatmak istedim.
yobaz bir his.
.
şu an dışarıdaki rüzgara karşı koşasım var.
bu koşacağım anlamına gelmez.
.
durup durup saçma sapan şarkılar besteleyip, söz yazıyorum.
doğal olarak dinlenilesi olmadıklarından (sesimdende kaynaklı) evin içinde bağıra bağıra söylemek, bir beni mutlu ediyor.
.
ayağımı sinek ısırmış, kaşındı gün boyu.
off yine (harthart)
.
paptyaları çok severim, hep sevmişimdir.
şu an birinin bana sadece benim hoşuma gideceğini düşünüp bir demet papatya almasını istedim.
sanırım önemsenmek hoşuma giderdi.
.
yarının güzel bir gün olacağı hissine kapılmak için aklımdaki bütün somut sıkan gerçeklikleri buaraya yazarak yok ediyorum.


kapıyı araladım rüzgara..