30 Ekim 2010 Cumartesi

savruk

Küçük bir kız..
Yalansız, fitnesiz
Ah içimde
Korkuları var,
Düşünmekten alıkoyamadığı sinsilikler,
Yok yapmam dediğini yapan,
Umursamaz tavrındaki şaşkınlığı fark edip,
Halini değiştirmeyen,
İnsanları anlamayı sevip,
Biraz olsun anlamamak isteyen,
Seslerin onu kızdırdığı an da sesi yükselten,
Düşüncelerini uçsuz nehirlerde birleştirip,
Kıyıya geri döndüğünde düşüncesiz sanılmak isteyen,
Yitirdiklerini her an içinden geçiren,
Savruk  yaprakların peşinden ayrılmayan
Gözleri hep azıcık açık olan,
Korkusunu elindeki bir ceviz tanesiyle paylaşan,
Ayaklarındaki dikenleri görmezden gelen,
Aynalarına göz ucuyla bakan
Soluk renkli bir kız..
Küçük bir kız..
Duyulmamış sesi
Ve susmuş..

Temmuzun altısı ikibinon

29 Ekim 2010 Cuma

kutlu olsun gün..

Beni görmek demek behemahal yüzümü görmek değildir.Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.
                                    Mustafa Kemal Atatürk

28 Ekim 2010 Perşembe

yazı sonu, yağmur başlangıcı

blogumu bir yabancı gibi en baştan okumaya başladım(siz sakın denemeyin)yazdığım şeyler karmaşık ve bazıları anlaşılır bile değil,anca murshill anlıyor.(of yeterince anlatamadığımdan kendimi,kızdım.)
küçük bir sesleniş;
hu hu?
ordamısın güllü?
..
aman iyi,ses yok!
.
hı hı evet,tav oldum kendime.yazma eylemini gerçekleştirmekten büyük mutluluk duyan ben,zorla yazdırmışlar havası yaratmışım,bilmiyorum öyle hissettim.
birçok blog izliyorum,okuyorum ve fark ettim ki tam bir kendini buluş yok yazılarımda.üzgünüm mursh..
..
televizyon ekranı karardı
gök gürüldüyor şimdi.
ve yağmur,
duyuyorum,yavaş.
hızlandı.
sanırım şimşek kızgın.
mutluluk, geceye yağmur düştü..

25 Ekim 2010 Pazartesi

24 Ekim 2010 Pazar

peynirlibörek

3 dakika önce bir tepsi peynirli börek, sıcak servise hazır edildi şahsım tarafından.yani şunu söylemeliyim  ki manyak börek yaparım (küstahben ııııyğ )  :) ve yanında sıcak bir çay fakat benim gibi azıcık fazlalığı olanlar içinse yeşilliği bol bir salata daha makul  :) ama yinede biraz yerim börekten.o kadar emek harcadık diğğmi? :)

dibinnotu: yeşillik tercihe göre değişir
çaktırmadan dalın tepsiye
afiyet olsun :)


özel çizim.ahahaha fghjklvcbnmjökçl.


yarımyamalak

Tanımak güzel olurdu.
Bilmek yada..
Sesi nasıldı acaba?
Kalın mı ince mi?
Sorularım ne bol.
………………………………..
Ölümsüzlük!
Sevmedim.

endipnot;saklı birikmişlerden.. 

22 Ekim 2010 Cuma

ilk mim :)

sevgili kendimce beni mimlemiş.ilk an çok güldüm.ben fikirsiz şaşkın, mimlenme konusunda en ufak bir fikir sahipi bile değilken mimlenmek pek hoştu :) yine kendimce'nin açıklayıcı yorumuyla mim konusuna cevap verebileceğim.
mim konusu;
hayatta istediğiniz herşeyi elde etmişsiniz.Maddi olarak durumunuz iyi.Etrafınız, sizden övgüyle bahseden insanlarla dolu. bu durumda napardık?
ilk mim cevabım;ben tüm olanaklarımı seferber eder,bir zaman makinesi icat edip, tüm insanlara geleceği gösterir,tekrar geri döndürürdüm.böylece insanlık farkındalığa bürünüp sahip olduklarından şikayet etmek yerine mutlu olmayı deneyebilirdi.bilmiyorum ama farkındasız benciliz.göremiyoruz güzellikleri.artık kimse güneş ışığına mutlu bakmıyor  ya da yağmuru sadece ıslak bir şey gibi gören  ya da sadece romantik bir olay gibi gören de çoğalır nitelikte. kimse yağmalı daha çok diye düşünmüyor.kimse yağmurda yürüyüp ıslanmaktan çekinmemeyi denemiyor. yağmur tanelerine dikkat eden yok bile. biraz ince düşünmek,biraz kitap okumak ki düşünceleri ifade edebilmek için.
bence mim yazım uzadı :) 
ve benim mim konum; aslında tüm yaşantımızın bir kurmaca olduğunu hiç düşündünüz mü? tüm dünyada izlenme rekorları kıran bir dizi ya da okunma rekoru kıran bir kitapta olduğunuzu hiç düşündünüz mü?
mim'lenenler;
kendimce
pröfösör
hayalet
aylakmatmazel
dedimdi
zakkum
hutsumomo
hayalet
hayata balıklama
verago
illegal smile
kupa kızı
(umarım mimleme işlemini yapabilmişimdir )
kolay gele tüm mim'lenenlere :) 

21 Ekim 2010 Perşembe

gün.

yorgun.
yoğun.
dopdolu bir gün :)
uykuya merhaba diyeceğim.
ya da belki selam derim,
ya da hey dostum naber
ya da işler nasıl ahbap
ohaa çok eğlendim şu an
baybay blog.

dipnot:huzurluyum çok soru çözdüm :)

farkındalık naber :)

öğle arası.dershaneden kızlarla yemeğe çıkıldı.dönerken tam meydanın ortasında saniyelik duraksadım. saniyelik.farkettim ki kızları duymuyorum.düşüncelerimle başka insanlarla bilmem neredeyim.garip,çünkü kendimle ilgili takıntılı değildim(dim) ve hoşnut olmadığım insanların yanında bu kadar belirgin kaçacakmışcasına davranmazdım.garip dediğim gibi. düşündüm ki bu anı, şu zamanı bu hale getiren benim. kızların düşüncelerini farklılaştırarak kendimi anlaşılır kılabilirim.öncelikle bu kendi iyiliğim için gerekli.

dersleri sevmeli, insanları hoş ve anlamlı bulmalı, güzellikleri farkettiren ben, farketmeliyim sahip olduklarımı.evet!

insanları seviyorum.
evren bize neşe,huzur ve ihtişam getirir.
inanç.
farkındalık
bulunduğun halden çık.
göğe yüksel
ve izle bulutlardan farkındasızlığa kapılanlara

gülümsek gece

19 Ekim 2010 Salı

görmezden gelemedim güneşi!

göz ucuyla bakıyorum dışarıya.pencere tam karşımda.tül perdenin aralığından seyrediyorum batan ışığı. yavaş ve sessiz.düşünceli gibi.
birden ay'ı düşündüm. ''hadi artık güneş,sıra bende çabuk kaybol'' diyor sanki.ama güneş alımlı bir kadın edasıyla kibar ve asil davranıp hareketinden taviz vermiyor.
gülümsüyorum blogcuk.dudak altı gülümsemeler yerini bulacak ve kendi benliğime döneceğimden fazlaca eminim.ben şu şu isimli, murshill takma adıyla saçmalamaktan çekinmeyen o sevgili kadınım.
hiçbir suskunluk benim değil.
istemem.
al güneş, al beni.
ışığınla,birleşsin bu yağmurlar ve yıkansın ruhum.

18 Ekim 2010 Pazartesi

yağmur

yağmuuur 
yağmuuuuuuur 
yağmuuuuuuuuur
yağmuuuuuuuuuuur 
geri verecek buharlaşan sevgimiziiiii

daha çok yağ yağmur..

17 Ekim 2010 Pazar

bulut güneşin yüzünü kapattı!

uzun bir yol ve ortasında ben.
ses somutlaşıyor git gide.
ses dediğim, karmaşık
çığlık gibi.
renkli bir gün değil bu.
yüzüm somurtuk,anlamsız
karışık bir çuval var dibimde.
o kadar.
hal'e kelime yok.
seçemiyorum.
bırak sende,
varsın dünya küstahça dönsün.
içinde bir ben ve birde bendeki renkler boğar o an'ı

not: güneş gizlendi,bulutlar çarpıştı ve yağmurlar geldi.buyursunlar efendim gözlerim kapalı.

13 Ekim 2010 Çarşamba

limon kokulu yeni bir şey

yeni insanlar tanımalıyım ya da biri olmalı.evet biri olsun istiyorum. en sırıtık halimle gülmek,eğlenmek istiyorum. şöyle koca bir adam olmalı.zayıf değil,iri.çünkü ben pek zayıf sayılmadığımdan o benim yanımda zayıf zayıf sırıtır.hem ne o öyle, sevmem.(singeç kızar) sakalları falan olsun oynanası. sanki bakkaldan şeker seçiyorum :) tüüüü bana :)
bugün dershane kaydı yapıldı.yarın sabah ders başı.hazırım yeniden.evet.
ha bide annem iki gündür nezle-grip karışımlı bir halde.çorba yaptım,sıcak bir şeyler içirdim.huzurla uykuda.
  sıralı dipnotlarım;
*singeç perşembe günü bornova'da kalmaya başlayacak.konservatuar hazırlığı için eğitim.(sözüm yok başka.hep gelir ki.evet arada gelir.ben de giderim.evet.seni çok seviyorum gileüüüm :) (yivesinleğee bu kızı)
*elöf 'le yarın görüşeceğiz.eğer aramazsam bir sürü şey olacağıma dair şeyler söyledim :) (boklu elanuya)
*caymz manisa'da.hal'i pek güzel,kadın kadın geliyor.özledim bide.(kan-revan halli)
*gök. ah gök ah. sümüklü hal'e sevindim.bu çok güzel.daha fazla farkındalık.inanç :)
*ha bide aslı'm.ankara'lı oldu hanım artıkın. az kaldı, bayrama burada :)

*küçük dünyam ve kokulu yeni bir şeyler :)

11 Ekim 2010 Pazartesi

yeni,yeniden savur yeniliği

böyle umursamaz görünüyorum ya (ben bile kendime uzaktan bakarken görebiliyorum.evet singeç) aslında öyle değil içim.ilgili, düşünceli.ama çıkmıyor.sanki durduruluyorum.püff bu püf saçmaladığımı düşünen ben'in püf'ü.yok hayır saçmalamadım,bence iyi ifade ettim kendimi.bu da diğer ben'in ortaya dikilişi.anladın ya da anla.
sanırım yeniden, yeni baştan başlamak beni bilmediğim bir hale itti. artık okul yok(koca bir eksiklik) ve çalışmak daha kolay olacak ama (ama'sı da var hanımın) sustum.
geçen gün dershaneye gittim.ek yerleştirme.umut.yine tercih yaptım ama sırf yapmak için yoksa olacak gibi değil.iki yıllık yazıp o kadar emeği çöpe atmak saçmalık.
şimdi yeniden..
aslında ne kadar çok zarflar,tümleçler,osmanlı tarihi,coğrafi bölgeler.hiçbiri zor gelmedi de birden tekrardan o yığılmanın içine girmek (burası boşlukk) ....
hayır.daha iyisini yapabilirim.korkularım sadece benim kendi kuruntularım.
hayır.dünyası yıkılmış bir ağlak değilim yada kendime acıların çocuğu havası yaratmıyorum.ooff sıkıldım ama. bu açıklamalar sanki bir şey varmış ta cevap veriyormuşum havası yaratmıyor mu pes!
heyyy bebeğim durul bakalım.sinir mi bu,sakin ol
buda karşıdan el sallayan ben :)
kalkıyorum artık. çamaşır sereceğim balkona.sonra singeç gelecek çay'a.( kırıyorum onuda hiiiç farkına bile varmadan.bu iyi değil.istemediğim bir şey.ama halim geçeçek ve gülümsemek çok eğlenceli :)
yarın dershane.
tüm bir yıl.
koca bir çalışma.
hazırım,hazırım yenilik seninle yenilenmeye..

karar(lar)

10 ekim
sabaha karşı
bugün karar alma günü
*kitap okuma
*daha fazla su içme
*koşma

not; hayat bize neşe,kolaylık ve ihtişam getirir.
inanç.

geç kalınmış yazı.

8 Ekim 2010 Cuma

koridorun yansıyan ışığı.yine!

müzik harika.söylemeyeceğim hangi müzik olduğunu.bu güzelliği tek başıma yaşayasım  var.bir ara elektrikler kesildi.mum buldum doğum günümümden kalma.sofra hazırladım sevgilime hazırlar gibi.evet mum ışığında romantik bir yemek kendimle :) sanırım ışıksız kalmam gerekdi şu an ki güzellikleri fark edebilmem için.
dur bir dakika.
fazla renklilik boğdu.
şu an uyduruk olasım geldi.
şöyle tam uydururuk.
yokuş mu?
hayır.
uzak mı?
hayır.
korku mu?
hayır.
aşk mı?
hayır..
çikolata mı?
hayır.
ne peki?
bu bir saçmalık.
dipnotlu: şu dolabı acilen tamir ettirmeliyim.(takur tıkır,takur tıkır)

7 Ekim 2010 Perşembe

ne mutluk bize

yeni bir başlangıç yaptık dün gece. temizlikle başladı yenilik.küçük bir dükkan temizliği.singeç ve ben. gece 4 buçuk gibi evdeydim.annem notlarımı okumuş olacak ki korkmamış ve tekrar uykuya yelken açmış :) yatağa girdiğimde saat beşti.aslında sevgili internetciğim huysuzluk yapmasaydı gece yazıp öyle yatacaktım.demek ki yazman gereken saat şu an :) huzur dolu içim.yenilenmişim bende o küçük dükkan gibi.ellerim hala çamaşır suyuyla karışıklaşmış yenilik kokuyor.ohh misss!

dibimin notu: babaannem alıştığı köylü dilince ''ne mutlu bize ki yaşıyoruz'' diyemez de ''ne mutluk'' der hep.
ne mutluk bize, yeniliğe..

6 Ekim 2010 Çarşamba

dedem ve köroğlu

rüya.
dedemi özledim.

dün gece en sevdiği türküyü söyledik birlikte;
ben bir kör oğluyum dağda gezerim,
esen rüzgarlarda hilal sezerim, hilal sezerim..

dipnot: at üstünde her 5 eylül günü, tüm insanlara bu türküyü söylemekten hiç bıkmayan adam.
seni özledim..

5 Ekim 2010 Salı

matbaa'yı kim icat etti?

temizliğimin tam ortası.kuzenim Emre aradı.halacım ödevim var, birlikte yapsak olur mu?
tabi tabi gel halacım dedim.
10 dakika sonra Emre bizde.
ödevin ne halacım?
matbaayı kim icat etmiş, ben bulamadım da.
güzel bir site bulup birkaç cümle değiştirip hoş bir iki paragraf oluşturduk.sonra komşu geldi(tam kül muhabbeti).
hu hu komşuuu dedi :)
çıktım kapıya.
ya bizim oğlanın ödevi varmış.biz bulamadık ta.
neymiş ödevi?
matma'yı kim bulmuş :) (çocuk yanlış anlamış ama kadıncağızın bir suçu yok)
tamam teyze emre'de burada yaparlar birlikte (aynı sınıfta bizim gençler)
Doğukan da aynı ödevi yaptı :) yarın hocaya birlikte araştırdık diyecekler sanırım :)
neyse gelelim öğrendiklerime: Matbaa'yı 8.yüzyıl'da Johann Gutenberg icat etmiş ve ilk kez Uzakdoğu' da kullanılmış.ülkemizde ise İbrahim Müteferrika tarafından lale devri döneminde kullanılmıştır.

dipnot: iş ortası bilgilendim,mutluyum

kırık parça(ırık diyesim geldi)

geçen gün anlattığım doğum günü  kazası kalıntısı yatağımı dışarıya çıkardım bugün.hemde parça parça. ah ah :( şaka yapıyorum benimmiş gibi hissetmediğim bir şeydi zaten. o yüzden parça parça götürmek o kadar da koymadı açıkcası.annem daha işte(bilgi:aşçı kendisi) :) o gelmeden değişiklikler bitmiş olsun ki son zamanlarda iyice vurdumduymaz bir kız olduğumla ilgili ciddi söylemlerde bulunuyor.yeterlilik dereceleri bizlerden farklı.ya da bilemiyorum belkide artık gideceğimle ilgili gerçekliklerin netliği onu bu kadar öten bir anne yapıyor.yani yanlız kalmak korkutuyor sanırım annemi.söylemiyor ama söylüyor,anlıyorum :) daha küçük odayı düzenleyeceğim yani çok işim var.beni tutma yazı. evet sen yazı, blog her neyse işte :) baybay

dipnot: şu söylemler sözcüğü havalı geldiği için orada.

1 Ekim 2010 Cuma

renkli sabah

uykulu mursh.yanan yüzüm.neden ki? anlamadım bende.yazasım var daha ama kalkıp giyinip, dışarıya çıkmalıyım.kalabalıkla işlerim var bugün.
karşımdaki televizyon ekranından kendimi gördüm.birkaç tiyatral tavır sergiledim halime yakışır.yanlız bir kadın oldum bi an,sonra aşk acısı çeken bir ağlak. eğlendim yansıyan kendimle.
noti: ekim yenilikleri ekmeye gelmiş. ilk ekim günü..