17 Eylül 2013 Salı

mehtaba daldık, zamanı geçtik biraz dedi kadın!

bu şarkı açıktı ben yazarken, seni bilemem ama belki kısık bi ses gerekir okurken..
http://www.youtube.com/watch?v=7gohs8XPRBQ
..
uykusunu alamamış olmamanın mide bulantısıyla uyandı.
saatine bakındı ve henüz çok erkendi ama uyuyamadı daha fazla.
.
uyanmasaydı belki bu kadar ağır gelmezdi gerçekler.
rüyalar gerçekleri yansıtmadıkça orada yaşabilirdi sonsuza dek.
..
kalktı yatağından yüzünü yıkamadan önce sıcak suyu koydu ketıla ve kaynaması için düğmeye bastı.
çeşmeden akan suya dokununca sanki su günaydın dedi.
kafa salladı, sana da der gibi.
sonra aynada kendini gördü.
üzgün gibiydi, üzülmüştü de.
.
eski zamanları düşündü, düşünmese olmazdı.
kaçamadı bu duygudan, yakalandı.
paçasını kurtarmak istedi, koştu ama köşeyi dönünce yüzüne bir duvar çarptı.
.
önce sinirlendi, kalbi hızla atmaya başladı.
neydi ruhundaki bu çirkin duygusuzluk?
neydi daha önce duvarı görmezden gelişinin sebebi?
bilemiyordu, düşünmek için çok kaçmıştı, yaraları görmezden gelmek ne de kolaydı?
kolay mıydı?
çok kolaydı.
.
kendini görmezden gelmek ne kadar acıtırdı inanın içini?
çok.
.
şu an bir şarkıya takılı kalmış olmak sinirini bozdu.
az önce telefonda konuştuğu adam ne kadar farkındasızdı.
her zaman değil ama bugün öyleydi işte.
belki de her zaman öyleydi, kim bilebilirdi ki bunu?
.
çünkü artık mektuplar yoktu, artık iki sevgili gizlice buluşmaya çalışırken ölmüyordu.
artık sevdalar yoktu.
yani neden farkındasız olmasın dı ki?
.
güvenemedi!
sadece bir o değil, kendide öyle değildi ki!
biri konuşsun istedi.
cevaplar istedi.
bağırmak istedi.
.
ama ses çıkmadı.
o da sustu.
susmayı sevmezdi ama sustu.
.
kadın düşündü, nerdeydi?
tam olarak kimin hayatında tam anlamıyla var olabilmişti?
anne babasını düşündü önce.
kimdi onlar?
ne kadar yakınlardı ona.
.
sonra 8 yaşındayken kendisinden bir yaş küçük olan ve kaybettiği kız kardeşini düşündü.
belki o olsaydı dedi, o olsaydı bu kadar yanlız hissetmezdi gibi geldi.
belki yaşasaydı kavgalı bile olabilirlerdi.
küsmüş veya farklı hayatlarda yaşıyor olabileceklerini düşünüp onun yaşama ihtimalini sevemedi.
.
birden uzun zamandır mezarlığa gitmediğini düşündü.
ama annesine gittiğini söylüyordu.
çünkü bazen annelerin buna ihtiyacı vardır.
.
yıllarca kabuğunu o kadar sıkı tutmuştu ki, kırabilecek birini de çok çabuk bulmuş, defalarca kırılmıştı.
oysa planı bu değildi.
şimdi gün geçtikçe kırılıyor, kendini unutuyordu.
kaçmak ne kadar doğruydu?
ya da kalmak?
.
bir gün gitmesi gerektiği zaman durmayacak, ezip geçicekti.
ama o böyle biri değildi ki, ezip geçmek ona göre değildi.
evet ezip geçmicekti.
sadece sakince uzaklaşıp kaybolucaktı.
..
.
not: kaybolmadan önceki zamanlardan bir hikaye :)

2 yorum:

  1. Merhaba yeni geldim, deyip kaçayım. :)
    Hikaye, roman seviyorsanız Kafa Dergi ve Ters Düz'e beklerim...

    YanıtlaSil
  2. Merhabalar mert :)

    Geldim baktım sana, hakkında epey bir şey öğrendim. Yeni bloglar ne güzel olmuş öyle, büyümüşte büyümüş her şey. :)
    Sevdim tarzını, artık hep gelirim.
    Öpüyorum.
    Hoş kal!

    YanıtlaSil