23 Eylül 2013 Pazartesi

doğ!

Annem şu sıralar doğum sancılarıyla boğuşmakta.
Çünkü yarın sabah 9'a on kala ben doğucam :)
.
Ev işleriyle uğraşıyorum.
Yurtta kalmayacağım kesin ama nerde olucam??
Sıkıldım hatta durumlar karışık olunca midem bulanıyor sürekli.
.
Şişko bugün sabah işe gitti akşamüstü gelip yemek yedikten sonra uyuya kaldı.
Şimdi horul horul uyuyor.
Kıyamam ben ona.
.
Şişko sevgilim hediyesini dayanamayıp geldiğim gün verdi.
Çocuk gibi hemen söyledi ama size söylemicem.
.
Kendimi fazlasıyla özel hissediyorum, yüzüm kızardı yahu :)
.
Şimdilik öpüyorum.
Sevgiyle, huzurla kalın.
.

22 Eylül 2013 Pazar

Selam Ankara!

Uyudum uyandım hala başım, gözlerim zonk zonk.
Otobüs yolculuğu hem çok benlikken hem de değil, çünkü uyuyamıyorum.
Herkes mışıl mışıl uyurken ben uykusuz kalıyorum sonra kıskanıyorum falan işte.
.
Bu ara çok şikayetçiyim, sevmedim kendimi.
.
Ankara sıcacık açtı kollarını, içimdeki huzursuzluğum biraz olsun geçti.
.
Şişko sevdiceğim koşarak gelip karşıladı beni, resmen 2 ay görüşemedik vay be.
Zaman mı çabuk?
Evet, çok.
.
Önce sarıldık, sonra bi daha sonra bi daha sonra hemen bi daha..
Özlemiş miyim?
Sanırım.
Özellikle de o kimseye anlamlı gelmeyen bana anlam katan o çirkin kokusunu..
.
Bir büyük valiz, bir küçük valiz bir de annemin ona yaptığı mezelerin olduğu bi çanta vardı elimde.
Annem aşçı biliyosun, şişkopatateste yemeği çok seviyor.
Resmen özel olarak Ankara'ya meze geliyor İzmir'den, yuhhh!!!!
.
Bir de ev bulmam gerek bu on gün içinde çünkü kalcağımız yurt, kalıncak gibi değil bu sene.
Şans dile bakalım!
.
Yine yazıcam..

Öpüyorum seygiyle..

20 Eylül 2013 Cuma

huzur kondu geceye, çekilin yoldan!

İçimin güzelliği savursun geceyi ve rüzgar şenlensin!
Korkmasın ateş sudan ve güneş koşup gelsin aramıza.
Geceleri ay devrilip yuvarlansın sevdiğine.
Hem sanki sevdiği istemez miydi geceyi?
.
Susmasın, konuşsun istedi adam.
Kadın susmak çözümmüş gibi sustu.
Koşup gitmek vardı ya, bilemedi, durdu kadın.
Kaçarken ayağı takılıp da düşerse, kafasına yumruk yemiş gibi hisseder ve yolunu uzatırdı.
Düşündü iyice ve vazgeçti dünya turuna çıkmaktan.
Saçmalıyordu evet.
Saçmalamaya bayılırdı da.
.
Kadınının biriydi işte o.
Tek, kimsesiz.
Adam çoktan gitmiş ama giderken öldürmüştü zerdali ağaçlarını.
Hiç ölür müydü zerdaliler?
Belki ölmezdi ama eğer ölseydi diye bir ihtimali düşünmek ölüm gibiydi.
Yine saçmaladı, saçmalamaktan bıkmazdı da.
.
Ne biçim bir kadındı ki bu?
Neydi derdi?
Derdi yoktu aslında.
Sadece kurcalamayı, şüphe duymayı adet edinip bundan zevk alıyordu.
Kadın yazık dedi kendine.
Acıdı ruhuna.
Sonra birden ayağa fırladı.
Yolu süzdü boylu boyunca.
Boğazı kurumuştu, susadığını hissetti bi an.
Önünde uzun bi yol vardı
 daha.
Ama o görmezden geldi gerçeği, düşünmek istemedi.
Yine de bir şişe su aldı yanına, yolluk olsun diye.
Sonra bi adım attı ve uçtu uçurumdan..
.
Ama ölmedi, ölmezdi de.
Sadece saçmalıyordu.
Saçmalamaya bayılırdı da.
..

Not: uyku öncesi saçmalamak isteyişim ve bana eşlik eden güzellikler.

Mis gibi uyuyun şimdi, yarın muhteşem bir güne uyanıcaz.
Sevgiyle öpüyorum. 

19 Eylül 2013 Perşembe

içimdeki kadın çok gülümsek bugün!

Annem işten yarım saate gelicek.
Bugün son gecemiz, yarın akşam yolcuyum.
.
Ankara için heyecanlanmamak beni sinir ediyor ama öyle napabilirim ki?
Evi bırakasım yok :)
.
Bu akşam için Foça'da harika bir balık yemeğini reddetmiş bulunuyorum.
Nedeni yok, uydurduğum bahanenin anlamı da yok zaten.
.
Evet evet Ankara'da balığın en iyisini yerim zaten, hı hı!!
.
Bugün blogtaki eski arkadaşlarıma uğrayıp merhaba dedim.
Özledim burayı, burdaki gerçekliği :)
.
Şarkılar her zaman insanı olduğu yerden alıp bambaşka hislere sokabilir mi?
Ben kendimden geçip, rüzgara karşı onbin metre koştum sanırım, keyfimi anlatamam.
.
Evimi, sakinliğini, bahçeyi, toprağı, kaplumbağaları, yoldan geçen inekleri, kuzuları, bahçeyi sularken bulaşmaktan kendimi alamadığım çamuru,  mis kokulu çiçekleri çok özlemişim. Yaz tatili nasıl iyi geldi ruhuma anlatamam.
.
Annemin eski takılarından kendime kolye yaptım, başka bi hava katı bana, salınıyorum etrafta şarkılar söyleyerek.
.
Ha bu arada 1 yıldır gözlük kullanıyorum, uzağı görememek sorunu oldukça fazlalaşınca almak zorunda kaldım. Ama bana çok yakıştı, çirkin olmadım yani :))
.
İçimiz güzelleşsin, huzura doyalım, gülümsek bakışlar atalım hayata :)

Öpüyorum mis.

17 Eylül 2013 Salı

mehtaba daldık, zamanı geçtik biraz dedi kadın!

bu şarkı açıktı ben yazarken, seni bilemem ama belki kısık bi ses gerekir okurken..
http://www.youtube.com/watch?v=7gohs8XPRBQ
..
uykusunu alamamış olmamanın mide bulantısıyla uyandı.
saatine bakındı ve henüz çok erkendi ama uyuyamadı daha fazla.
.
uyanmasaydı belki bu kadar ağır gelmezdi gerçekler.
rüyalar gerçekleri yansıtmadıkça orada yaşabilirdi sonsuza dek.
..
kalktı yatağından yüzünü yıkamadan önce sıcak suyu koydu ketıla ve kaynaması için düğmeye bastı.
çeşmeden akan suya dokununca sanki su günaydın dedi.
kafa salladı, sana da der gibi.
sonra aynada kendini gördü.
üzgün gibiydi, üzülmüştü de.
.
eski zamanları düşündü, düşünmese olmazdı.
kaçamadı bu duygudan, yakalandı.
paçasını kurtarmak istedi, koştu ama köşeyi dönünce yüzüne bir duvar çarptı.
.
önce sinirlendi, kalbi hızla atmaya başladı.
neydi ruhundaki bu çirkin duygusuzluk?
neydi daha önce duvarı görmezden gelişinin sebebi?
bilemiyordu, düşünmek için çok kaçmıştı, yaraları görmezden gelmek ne de kolaydı?
kolay mıydı?
çok kolaydı.
.
kendini görmezden gelmek ne kadar acıtırdı inanın içini?
çok.
.
şu an bir şarkıya takılı kalmış olmak sinirini bozdu.
az önce telefonda konuştuğu adam ne kadar farkındasızdı.
her zaman değil ama bugün öyleydi işte.
belki de her zaman öyleydi, kim bilebilirdi ki bunu?
.
çünkü artık mektuplar yoktu, artık iki sevgili gizlice buluşmaya çalışırken ölmüyordu.
artık sevdalar yoktu.
yani neden farkındasız olmasın dı ki?
.
güvenemedi!
sadece bir o değil, kendide öyle değildi ki!
biri konuşsun istedi.
cevaplar istedi.
bağırmak istedi.
.
ama ses çıkmadı.
o da sustu.
susmayı sevmezdi ama sustu.
.
kadın düşündü, nerdeydi?
tam olarak kimin hayatında tam anlamıyla var olabilmişti?
anne babasını düşündü önce.
kimdi onlar?
ne kadar yakınlardı ona.
.
sonra 8 yaşındayken kendisinden bir yaş küçük olan ve kaybettiği kız kardeşini düşündü.
belki o olsaydı dedi, o olsaydı bu kadar yanlız hissetmezdi gibi geldi.
belki yaşasaydı kavgalı bile olabilirlerdi.
küsmüş veya farklı hayatlarda yaşıyor olabileceklerini düşünüp onun yaşama ihtimalini sevemedi.
.
birden uzun zamandır mezarlığa gitmediğini düşündü.
ama annesine gittiğini söylüyordu.
çünkü bazen annelerin buna ihtiyacı vardır.
.
yıllarca kabuğunu o kadar sıkı tutmuştu ki, kırabilecek birini de çok çabuk bulmuş, defalarca kırılmıştı.
oysa planı bu değildi.
şimdi gün geçtikçe kırılıyor, kendini unutuyordu.
kaçmak ne kadar doğruydu?
ya da kalmak?
.
bir gün gitmesi gerektiği zaman durmayacak, ezip geçicekti.
ama o böyle biri değildi ki, ezip geçmek ona göre değildi.
evet ezip geçmicekti.
sadece sakince uzaklaşıp kaybolucaktı.
..
.
not: kaybolmadan önceki zamanlardan bir hikaye :)

16 Eylül 2013 Pazartesi

uçan çufçuf dedi adam!

Önce aç şarkıyı sonra koşmaya başla!
https://soundcloud.com/halimdenkonananlar/durdurun

Sabaha, geceye, gündüze, içine tazelik olsun diye değil sanırım ya da bilmiyorum.
Belki de sadece dünyanın etrafında binlerce tur at diyedir.
.
Soluk al, nefesini tazele.
.
Bulutlar bugün aksi davranıyor, onunla ters düşmemek için ben de kapadım çenemi.
.
Bazen çok abartırım.
.
Bahçedeki salıncağa oturdum, bu salıncak huzur veren cinsten.
.
Dün o kadın çok ağlamadı, azıcık ağladı.
.
Tam olarak salıvermemek kendini?
Çok mu kontrollüyüm?
Karakterim böyle, çocukluğuma bağlı travmatik durumlardan dolayı falan işte.
.
..
Rüzgarı sev, ben şu an aşığım çünkü.

Öpüyorum sevgiyle..

Mörşilya

15 Eylül 2013 Pazar

Olmadı bu!

kadın düş gördü.
inanamadı.
ağladı.
susmadı.
ama bu her zamankinden farklı olucaktı.
koyverdi.
adam gibi yaptı.
oyunsa oyun olsun dedi kadın.
ama oynamadı.
sadece iki kelime daha edip uzaklaşıcaktı.
zamanı bekledi
bekliyor.
çok az kalmış meğer.
..
üzgünüm. gözyaşıma kızmıyorum bu sefer.
bu yol uzamadan başka yöne gidibilme cesaretini göstericek kadın..
..
kadın donakaldı.
dondu.
titredi.
ağladı.
susmadı.
..
artık susmayacak.
..

Not: Kadın  Ş'ye kızmadı, sadece gülümsedi ve gözyaşları süzüldü..
Sanırım devran dönüyor ama biraz sert dedi.
..
İki dakika önce iyiyken şimdi değilim, şimdi ağlıyorum, şimdi sadece gülümseyerek ağlıyorum.
Ne garip.
.
Mörşıl

13 Eylül 2013 Cuma

Karabiber bana baktı, siyah ojem çok kızgın!

Nesnelerden kaçmak istediğim garip bir gün..
Bir sürü şey oldu, oluyor.
Durmadan büyüyorum, bu korkutucu!
.
İzmir'de son zamanlarım bir hafta sonra Ankara'ya gidiyorum..
(gidesi yok)
Resmen üçüncü sınıf oldum.
Bu inanılmaz.
Şu an sınava hazırlanırken buraya yazdığım günleri hatırladım.
Oha zaman, çok acelecisin.
.
Yalan atmaya bayılmıyorum tabi ama yalancı gibiyim.
Blog yazmak askıya aldığım en iyi konulardan.
Uslanmaz biri oldum bu konuda, söz verişlerimin haddi hesabı yok.
O yüzden söz vermiyorum artık.
Söz değil.
.
Annem çok çalışıyor, o pamuk elleri yumuşacık değil!
Güzel annem, hep ol sen.
Gözlerimin hemen dolası mı var yoksa ağlamak mı istiyorum?
.
Dışarıda hava çok güzel ama çıkıp güneşi selamlayasım yok.
.
Güzel şeyleri unutup, sırt çevirip başka seçeneklerle keyif alan hoppa insanlardan değilim ben.
Sadece uzaklaştım çünkü net görebildiğim bir şey yoktu.
Ama sonuç olarak şu an o güzel kafalı insana sırt çevirmişim gibi hissediyorum.
Ama sadece ben miydim giden?
Belki.
Kendime çok fazla haksızlık ettiğimi fark edip affettim kendimi, umarım o da tekrar gülümser bana..
.
Güzelliklerimden biri Çanakkale'de, ev kurdu bu sene, bir evim daha oldu.
Bir diğeri Kocaeli' de okuyor.
Bir diğerini bilmiyorum ama özledim.(daha fazla açıklama yok)
.
Kahvaltı tabağımda beş adet zeytinden son bir tane kaldı.Onu yiyesim yok, bana yan yan bakması hoşuma gidiyor.
Çay kendiliğinden doluyor sanki.
Tek başına kahvaltıları severim, bazen.
Çünkü bazen sevmem.
.
Burada şimdi hatırladım 24 eylül doğum günüm :)
Nedense eylülde doğmuş olmak sanki özelmişim gibi hissettirir ve 24 sayısı sıcacık kollarını hep açar, sarıp sarmalar.
Doğum günümle ilgili daha fazla konuşmucam, abartılması taraftarı değilim ve bu konuda duygusal bir bakış açım var.
.
Ha bide hazır pastalardan hiç hoşlanmam.
.
Sevgilim olan şipşişko beni çok özledi hatta özlemekten bitap düştü diyebilirim.
İstediğimde bu değil miydi?
Peki niye kahkaha patlatmıyorum.
Çok garipsin çok.
.
Bir de şu karabiber hakkında söylemek istediğim bir şey var.
Kendisi sevdiğim bir baharattır ve siyah ojemle aralarında başlayan kıskançlık krizi izlenmeye değer.
.
Ruhunuzu sevin, üzmeyin, gülümsemek zor değil nasılsa.
..
Sevgiyle..

Mörşıl.