23 Kasım 2010 Salı

gidişler,dönüşler,gariplikler

kasım 13
saat:14:00
Şu an otobüsteyim.
Saçlarım çok güzel kabardı.
Eşofman giydim,rahat.
Kulağımda kulaklık ve Jehan Barbur çalıyor.
Yol ve ben
Oha! büyülü gibiyim.
Yanımda iki kitap var.İki çünkü kararsız kaldım.
Şu an saçlarım ensemi yaktı ve toplayasım var.Yok ya vazgeçtim, halim çok hoş bozmak güzel gelmedi.
Hızla geçen arabaları izliyorum.Dikkat ettim de herkesin ayrı bir telaşı var.Bende tam ortada bir yolcuyum öylesine.
Küçük karalama defterimi bagaja koyduğum çantam da unuttuğum için bu yazıyı yanımdaki kitaplardan birinin en arka sayfasındaki boş bir sayfaya yazıyorum.
Offf şarkılarım çok güzel.Jehan'dan sonra şimdi Yasmin Levy.Aslında dün gece simge kocaman bir caz albümü hazırlamıştı yolculuğum için.Fakat sevgili leptap, kart okuyucuyu okumadı.Ama olsun halim yine de hoş :) Aaaa şu an otuz saniyelik bir tünele girdik.Işıklar harika, gece yolculuğu gibi.Bayıldım..
Akşam 6'da varmış olurum babacığımın dizinin dibine :)
Yolumu güzelleştiren tüm her şeye kocaman teşekkür.
Gülümsek mörşh yolda :)


kasım 20
saat:10.30
Selam
Buda dönüş blog yazım.
Yine Jehan kulağımda.Sonra Jülide Özçelik sonra Yasmin..
Birbuçuk saattir yoldayım.Daha iki saatim var İzmir'e ve sonrasında birbuçuk saat daha da yolum var.
Bu bir hafta çok fazla çabuk geçti.
Arkamda bıraktığım adam hüzünle uğurladı beni.Sesi ağlak..
Daha öncekileri gibi değil.Garip.
Annemin telefondaki sesi mutlu, özlemiş kızını :)
Babacım sesi boğuk sadece hoşçakal diyebildi.
Hayata karşı bakış açım gün geçtikçe değişiyor.Değer yargılarım belirginleşiyor iyice.Ben ben olacak olanın zeminini kuruyorum olgunlaşışımla..
İlk bir saat çok dolu otobüsün koridorunda bir taburede oturdum.Şimdi inenler olduğundan yer bulabildim.Yanımda yedinci sınıfa gittiğini öğrendiğim genç bir adam var :)
Suskunum.Garipsiyorum kendimi.
Tüm bir haftanın her saniyesi dolu geçti.Tam bir yıl olmuş gelmeyeli.Aslında her yazın gelirdim iki ay.Ama bu sene sınav telaşıyla uğraşmaktan hiç gelemedim.
Ha bu arada kulaklığımın biri bozuldu.Ama ben ikisini de takıyorum.Nasılsa benden başka bilen yok bozuk olduğunu (çirkin gülüyorum, içim sinsi benim ) :)
Offf ellerim temizlik yapmaktan yarıldılar.Tırnaklarım çirkin ve ötesi.Ama onları umursamaz bir tavır takınıp, gururla taşıyorum, saklamıyorum da :)
Ben aslında yolculukları çok severim.Her çeşit insan görmek mümkün.Onları rahatsız etmemek şartıyla incelemek kadar eğlendiğim hiç bir şey yok.
İki koltuk ötemde hoş, irice bir adam.Ben taburede otururken dipdibemişiz, kalkarken fark ettim.Kirli sakallı, etine dolgun benim yaşlarda gri kapşonlu bir genç :) Bir şey olacağından değil sadece bu küçük yolculuğumda kendimce minik bir karşılıksız gönül eğlencesi yaptım :)
Sonra..
Sonra yine yolculuk farkındalığı.Gidiş yönüm..
Midem bulandı.
Geride bırakmak bu sefer daha da zor oldu.
Bilemiyorum..
Hava sislendi.Güneş kayboldu.
Teşekkür tüm gariplikler
Geliyorum işte, yoldayım..
mörşh


''Cumartesi geldim ama bir türlü geçemedim internetin başına.
Geçikmiş yazı, geçikmiş mörş üzgünler.Umarım uzunluk korkutmaz.
Saygılar 
Geldim :) ''

3 yorum:

  1. çok güzel. hem neşeli hem duygusal.

    yolculuk, jazz, baban, yol duyguların.

    zaten arasını anlatmamışsın üşengeç :)))

    YanıtlaSil