3 Mart 2014 Pazartesi

Ankara'da geceler uzun, aşklar kısa.

'..Avuç içine dokunmanın güzelliğini özlemişti kadın, bir başkasına dokunmak istemedi belki ama elleri çoktan bir yabancıya dokunmuştu. Ancak kimsenin aklına avuç içine dokunmak gelmiyordu.
Ne kadar büyük bir acıydı bu böyle.
Ölüm gibiydi ama kimse ölmüyordu.
Susmak çare değilse bile sustu, konuşmanın hiç yeri değildi.
Öldü.
Öldüğünü sandı.
Abartmaya bayılırdı.
Bayıldı.
Kendine geldiğinde sarıldığı kokuyu tanıyamadı.
Sevmedi.
Korktu.
Kaçmak istedi tüm gücüyle.
Yabancı kokulu adam sarıldı sımsıkı.
Kalkamadı.
Derin bir nefes alıp alışmaya çalıştı.
Alışmak sevmekten daha zordu ya hani.
Kadın gecenin karanlığına baktı uzun uzun, gülümsedi sebepsiz.
Ve birden çığlık attı.
Aniden kayboldu yabancı.
Hiç olmamıştı ki zaten.
Avucunu sımsıkı kapattı kadın.
Masalına kimseyi sokmadı bir daha..'

Not: hikayelerden insanlara gidiyor yollar..

Büyükşehirden bildiriyorum kaptan!
Gece görüşü sıfır

3 yorum:

  1. insan zamanla alışamam dediği şeylere alışıyor. O "yabancı" zamanla en tanıdık oluyor. İnsan zamanla yerine kimseyi koyamayacağını düşündüğü boşlukları da dolduruyor. Ve bir de bakmışsın masala yeni bir kahraman katılmış...
    Sevgilerlee.. :)

    YanıtlaSil
  2. Merhaba :) en zor zamanlardan birinde bu kadın. Kabullenmenin en can alıcı kısmında. Kalbindeki en acı zaman. Teknik olarak hayatta herşey olabilir bakış açisina sahip olmasina ragmen başka bir kokuyu inatla reddetme durumu :) belki şu an herşey yeni olduğundan bu karşi çıkış, bilmiyorum. Ama hiç gecmicekmiş gibi olan o çirkin hisler koşup gitsinler hemen.. sevgi benden, güzel gün olsun..

    YanıtlaSil
  3. "ankara'dan abim geldi" vardı :S
    yaşın tutmaz ama sanırım anımsamak için..

    oksijen almak lazım..

    YanıtlaSil